Taksi evin önüne park ettiğinde hızlıca indi Asiye hiçbir şey demeden. Ücreti ödeyip hemen ardından inen Vahab'a da seslenmesi için fırsat tanımamıştı.
Bahçede arabalara dağılmak üzere toplaşan kalabalık ise Kızılhan'lar dışında kimse değildi. Uzaktan birkaç tanıdık ve civardaki komşular ziyaret edilecekti.
"Ben Zehra ablanın yanındayım,"diye fısıldadı Asiye ikizine.
Ne olduğunu sormak istedi Aliye. Ama elindeki çiçeklerle Zehra'nın evine girmişti bile Asiye.
"Asiye Zehra'yla kaldığına göre geri kalan tayfa bizimle," diye seslendi Cebbar bey gençlere eliyle arabaları işaret ederken.
Vahab kendi aracına bindi. Ethem Bey'i, Hacer Hanım'ı, Hasan Bey ve Cemile Hanım'ı aldı yanına.
Cihan kendi aracına geçti. Cebbar Bey'i, Amine Hanım'ı, Vahit Bey'i ve Aysun Hanım'ı aldı arabasına.
Davut oğlunu arkaya yerleşen karısının kollarına teslim edip, Vecihe'yi, Behiye'yi ve Abdullah'ı aldı.
Ali Ömer ise arabasına Aliye'yi, Zülal'i ve Taha'yı almıştı.
Karısının yanında her ihtimale karşı kalmak isteyen Cenk ise annesini yalnız bırakmak istemediği için kendi evine gelmeye zorlamış, onu almak için evvelden aralarından ayrılmıştı.
Arabalar seyir haline geçmek için motorları çalıştırırken önceden yazdığı mesajı gruba yolladı Davut.
'Cihan misafirlik boyunca kayıpların adına bahane üreteceksin. Abdullah sen de etrafta olmayanları gördüğünü onları bulmaya gittiğini söyleyerek ziyaret sonunda bize haber edeceksin. Vahab sen eğer yetişemezsem bir arkadaşı gördüğünü söyleyip yanlarından ayrılacak ve ben gelene kadar ahaliyi bekleteceksin.'
Cihan ve Abdullah'tan onaylama gelirken, Ali Ömer bir gözü yolda kısa bir cevap yazmıştı.
'Eve ben girerim.'
Davut tam riski kendine almak için cevap yazacaktı ki Vahab'tan geldi yanıt.
'Benim bu gece iş başına uçmam gerek. Valizimi hazırlama bahanem yokluğuma da işimize de yarar sağlar. Bu defa eve ben girerim.'
Her ne kadar kardeş gördüğü kuzenlerini olabildiğince bir abi gibi gözetmeye çalışsa da Davut, Vahab'ın haklı olduğunu kabullenmesi gerekiyordu.
'Peki,' yazdı ve yola odaklandı aklında kırk bin tane düşünceyle. Abdullah'ın yaptırdığı kutu Serkan'ınkinin birebir aynısıydı. Kutuları değiştirip içine bakılması gerekiyordu. İncelemeye vakit olmadığı için kısa bir video halinde tek tek çekilmesi lazımdı. Fakat Serkan'ın evindeki topluluk büyük bir engeldi. Yakalanmamak zor hatta imkansız denebilirdi. En kötü ihtimalle Vahab'ın kaçması ve olaya hırsızlık süsü verisi gerekiyordu. Ama işte en kötü ihtimale bile Vahab'ın enselenmemesi hesap ediliyordu. Ya yüzü görünür ya da kapana kısılırsa?
"Davut," dedi Benan. "Yavaşla biraz yetişemeyecekler bize."
Karısına baktı dikiz aynasından Davut, hızını düşürdü hemen. Bugünün kazasız belasız atlatılması gerekiyordu.
🍂🍂🍂🍂🍂
Vakit akşama çalmaya hazırlanırken, Serkan kutusunu çıkardı dolabından. İçindeki bin yıla bedel birkaç fotoğrafı alıp tek tek baktı sanki daha önce hiç görmemiş gibi.
İlk titremesine mani olamadığı baş parmağı dokunmaya cüret etti kahvesi o günün güneşi altında parıldayan kızın saçlarına.
"A... Açelyam," dedi dili özlemle sarsaklarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zakkum Çiçeği ~BİTTİ~
General FictionKızılhan Surları... İçinde kocaman bir aile. Dışında kalın surlar. Derinlerinde ise can yakacak olan sırlar. Kızılhan surları yıllar sonra yalanları farketmeye başlayan çocuklarının büyümesiyle alacaktı ilk darbelerini. Ve her şeye rağmen aşka tutu...