~|23. BÖLÜM|~ : 'Sen Benim Kaderimsin...'

842 70 50
                                    

Ali Ömer'in arabasında Davut, Vahab ve Abdullah varken, Cenk'le öndeki araçta gidiyordu Cihan.

"Her şeyi biliyorum," dedi uğursuz sessizliğin arasında.

Zaten çatılı olan kaşlarını çevirdi Cihan'a Cenk.

"Her şey?"

"Zehra'nın... Ablamın günlüğünü okudum. Biliyorum."

Sinirle gülümsedi Cenk gözü yoldan ayrılmazken. Zehra günlük mü tutmuştu?

"Ne erdemli(!) bir davranış."

"Senin de çok erdemli bir eş olduğun söylenemez," derken acımasızdı Cihan'ın dili.

"Cihan..." diye uyardı Cenk. "Her şeyi bildiğini sanmak sadece salakların işidir."

"Beni tanıdığın salaklarla karıştırma enişte. Deli bir salak sandığından fazlasını bulabilir."

Direksiyondaki eli sıkılaştı Cenk'in. Zehra öğrendiklerini duyunca ne tepki verecekti? Neyi ne kadar yazmıştı? Sırdan bahsetmiş miydi? Lanet olsun! Koltuğundaki kanın kokusu burnundan hiç gitmiyordu. Düşünceleri birbirine girmiş, mantıklı hiçbir çıkışa ulaşamıyordu. Zihninde sadece Zehra'nın hastaneye gelene kadar ki ağlayışı yankılanıyordu.

"Bunu daha sonra konuşalım Cihan."

"Konuşalım enişte. Konuşalım."

Birkaç dakika sonrasında Ali Ömer tarafından aranmıştı. İleride karşılarına çıkan lokantanın önünde durdular. Araçlardan indiler aynı anda.

Kafasıyla lokantayı gösterdi Ali Ömer. Arkadaşı aracılığıyla ulaştığı görüntülerden en son buraya girdiklerini görmüşlerdi.

Cenk tereddüt etmeden attı adımlarını lokantaya. Kalabalığın karşısında dikildi arkasındaki yiğitlerle. Tek tek şaşkın yüzlere baktılar. Ne yazık ki aradığını bulamamışlardı.

"Dayılar!" diye seslendi geneli yaşlı olan erkek topluluğuna. "Buraya motorsikletli adamlar geldi mi hiç?"

Kimseden ses çıkmamıştı. Öfkeyle baktı Davut garsonlara. Yakınındakini tuttu omzundan.

"Motorsikletli birileri gelmiş. Neredeler?"

Genç korkuyla titrerken, tavlasının başından bir adam ayaklandı. Hemen hemen ellilerinin ortalarındaydı.

"Buraya uğrayan çok olur," dedi araştırıcı bakışlarıyla. "Otomobilli, motorsikletli, dolmuşlu, bisikletli... Siz kimi arıyorsunuz?"

Adamın karşısına geçti Cenk. "Dayı teki uzun sakallı, dört adam. Motorsikletli, otuzlu yaşlarında. Bugün gelmişler buraya."

Cenk'in üzerindeki kan izlerine, suratındaki kızarıklıklara baktı adam. "Ne alacağınız var?"

Adamın bir şeyler bildiğini anlayan Abdullah atılmıştı öne. Temiz yüzü ve dürüstlüğüyle bağlayacaktı işi.

"Dayı adamlar eniştemle ablama saldırmış gece tenhada."

"Ablana?" diyen adamın beyaz kaşlarını çatılmıştı.

"Ablam hamile."

Boğazından bir hırıltı kopan adam, kalktığı yere oturmuştu. Cebinden telefonunu çıkardı. Bir fotoğrafı seçip gösterdi.

Zehra'yı tutan adamın tükürülesice yüzünü gören Cenk atılmıştı hemen. "Bu! Dayı nerede buluruz bu iti?"

"Benim evde," dedi yaşlı adam yüzü utançla eğilirken.

Zakkum Çiçeği ~BİTTİ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin