Serkan'ın tuvalete gidişini fırsat bilen Mahmut hızla Açelya'yı da alıp dışarı çıkmıştı.
"Mahmut ne yapıyorsun? Serkan bu defa bizi öldürecek, göreceksin."
"Açelya... Bak istersen sen de zaaf de bağ de ne dersen de ama benim içim rahat değil. Bak o çukur derin. O düşmeyle bir yerlerini incitmiş olabilirler. Hatta belki kafalarını çarpmış beyin kanaması geçirmiş bile olabilirler. Ben elim kolum bağlı duramam. Farkında mısın? Çoktandır plan da plan diye birçok fırsatı kaçırıp duruyoruz."
Mahmut gibi düşünmekte olan Açelya omzularını kaldırıp indirmişti kararsızlıkla.
"Açelya bak sadece küçük bir yardım yapacağız. Anladın mı? Şüphe çekmeyeceğiz. Ufacık bir yardım."
"Nasıl yapacağız ki?"
Açelya'nın da onun gibi ılımlı olduğunu anlayan Mahmut, genç kızı peşinden sürükleyerek boş evin önüne çekmişti. Fısıldayarak 'Bana ayak uydur,' dedi ve bağırarak konuşmaya başladı.
"Saçmalama Açelya! Ne demek ben haksızım?"
Anlamazca bakan Açelya bağırmalarının mantığını çözmeye çalışıyordu.
"Sakın bana cevap verme!" diye tekrar bağırdı Mahmut aslında tam tersini söyleyen el işaretleriyle duruma uyandırmayı hedeflerken.
Birkaç saniye içinde gerekli aydınlanmayı yaşayan Açelya da sesini yükseltmişti.
"Bana ne hakla bağırırsın! Ben bu tavrını hakedecek ne yaptım?"
Dışarıdan gelen sesleri duyan Asiye hızla kaldırmıştı başını.
"Yakınlarda birileri var Vahab."
Canını acıtmak pahasına hışımla kalkan Vahab da duymuştu sesleri. Birileri tartışıyordu. Hızla ellerini ağzının kenarına tutarak bağırdı o da.
"Hey! Bizi duyabiliyor musunuz? Çukura düştük! Yardım edin!"
Asiye de katıldı ona heyecanla.
"Yardım edin! Evin içindeyiz!"
Mahmut beklediği karşılığı aldığı an da Açelya'ya bağırmıştı.
"Bir ses duyuyor musun?!"
"Evet. Bu kullanılmayan evden geliyor sanırım. Bakalım mı?"
Heyecanlanan Asiye'nin bağıracak gücü kalmamıştı. Vahab'ın paçasını tuttu. "Bağrımaya devam et."
"Yardım edin! Çukurdayız!"
Mahmut hızla eve girip kanepenin üzerini kapattığı çukura eğildi.
"Açelya burada birileri var. Yardım et de kanepeyi itelim."
Açelya'nın yardımıyla çukurun üzerini açmışlardı. Çukur az da olsa aydınlanmıştı. Eğildi Mahmut.
"Vahab? Asiye? İyi misiniz? Ne oldu böyle?"
Gördüğü yüze istemsiz bir öfkeyle bakan Vahab kafasını eğmişti. Ne demişler denize düşen yılana, çukura düşen Mahmut'a sarılırmış.
"Açelya koş yardım çağır."
Birden yüzünü kaldırdı Vahab. "Hayır! Dur!"
Açelya anlamazca bakmıştı Vahab'a.
"Kimseyi çağırma. Bize çıkmamız için yardım edin, yeter."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zakkum Çiçeği ~BİTTİ~
General FictionKızılhan Surları... İçinde kocaman bir aile. Dışında kalın surlar. Derinlerinde ise can yakacak olan sırlar. Kızılhan surları yıllar sonra yalanları farketmeye başlayan çocuklarının büyümesiyle alacaktı ilk darbelerini. Ve her şeye rağmen aşka tutu...