Uykumu 8 saate tamamlayamadığımdan ayakta duramıyordum. Hoca görmesin diye cam kenarına geçip Yüsra'yı önüme oturttum ve kafamı sıraya koyup uyumaya başladım. Mışıl mışıl uyurken Hakan Hocanın burundan gelen sesiyle uyanmak zorunda bırakıldım.
"Naz, Yüsra'yı oraya oturtunca seni göremeyeceğimi mi sandın?" Gözlerimi zar zor açmıştım. Kafamı kaldırırken yanağıma gelen salyayı sildim ve önüme baktım, iğrenç. Ağzım açık uyumuşum.
"Hıh, ne? Pardon hocam ya akşam uyuyamadım da." Sınıfta çok az kişi vardı, zil çalmış olmalıydı. Hoca endişeyle gözlerini açtı ve sesini beni ürkütmekten çekinir gibi kıstı.
"Hadi ya ayağın mı ağrıdı yine?"
"Aynen aynen." Alakası yoktu.
"Arkadaşlarına söyle kahve falan alsınlar da açıl biraz. Bunlar artık 2. oturum konusu hiç birini kaçırmayacaksın." Emrin olur paşam.
"Tamam hocam 2. ders uyanık olacağım." Yine gözlerim açık uyuyacağım desene. Bu uykuyu kahve hayatta açmazdı ama Nuray yine de almaya gitti. Gülümseyerek yanıma otururken kahveleri masaya bıraktı.
"Annen tembih etti şeker atmadım." Yok artık anne. Plastik bardağın üst kısmından kaldırdım ve dudaklarıma götürürken mırıldayarak konuştum.
"Evet, dün diyete girdiğimi hatırladık da," Kahveden bir yudum aldım ve yüzümü buruşturdum, "Bari Türk kahvesi alsaydın, onu şekersiz içebiliyorum." Sessiz bir şekilde güldü ve kendi kahvesinden bir yudum aldı. Bardağı bırakıp ağzımı neredeyse yırtılacak kadar açarak esnedim ve ağzımı kapatma nezaketi bile göstermedim. Giriş zili çalınca Yüsra koşarak yanımıza geldi.
"Kızlar öğleden sonra basket maçı varmış." Esnerken işaret parmağımı kaldırdım, bitirdiğimde parmağımı indirip bilmiş bir şekilde kafamı uzattım.
"Biliyoruz kanka kaç haftadır herkes bunu konuşuyor. Oyuncu transferi bile yaptık, unuttun mu?" Ellerini beline koyup gözlerini kısarak kısa bir süre yan tarafa baktı.
"Bildiğinizi biliyorum ama maç bizim spor salonunda olacakmış. Yani öğleden sonra okul yok, isteyen maça isteyen eve."
"Yaşasın eve gidip uyuyabileceğim." Yorgun bir heyecanla söylemiştim. Nuray hızlıca bana döndü.
"Hayır gitmeyeceksin. Birlikte maç izlemeye gideceğiz."
"Ama söz vermiştin. Bir daha beni zorla götürmeyecektin." Nuray kollarını bağladı. Her olayı dile getirdiğimde olduğu gibi morali bozulmuştu. Hey ayağı kırılan benim, bırak da tribi ben yapayım.
"Seni o çatıya çıkarmayacağıma söz verdim, geri kalan şeyler için hiçbir şey söylemedim. Hem sen maçlara gitmeyi severdin. Neden şimdi istemiyorsun?"
"Bilmem belki herkesin gözü önünde çatıdan düştüğümdendir. Belki de çatıdan düştüğümden dolayı ayağım kırık olduğu içindir veya ayağım kırık olduğu için okula 44 numara bir terlikle geldiğimden de olabilir." Her kelimede sesim daha da kalınlaştı ve kırık ayağıma rağmen sıramda yavaş yavaş yükselerek Nuray'a üstten baktım. Söyleyeceklerimi bitirip kendimi tekrar sıraya attıktan sonra Yüsra araya girdi.
"Sen bunları takacak biri değilsin."
"Evet değilim, uykum var ama terlik kısmı gerçek." Sakin bir şekilde samimi olarak söylemiştim. Bu terlikler psikolojimi alt üst etti. Nuray tam ağzını açtığında Hakan Hoca girdi. Sessiz bir şekilde, "Bunu daha sonra konuşuruz." dedi ve önüne döndü. Konuşmasak hatırım kalır.
Maça çıkacaklar sınıfta yoktu. Tabii onlar dersi kaçırsa problem değil ama ben 2 dakika uyusam problem. Tek elim çenemde bön bön tahtaya bakıyordum. Tahtada olanlar hakkında ufacık bir fikrim yoktu. Şu anda acaba vampir olsam ilk kimleri öldürürüm onu düşünüyorum. Büyük ihtimalle tahtanın önünde duran yerden bitme olurdu. Ya da ya da okulun ponpon takımı olmamasına rağmen kendini ponpon takımı ilan eden bir avuç geri zekalı kız da olabilir. Onlar da çöp gibi be, ne kadar doyurucu olabilir ki? Ben değişik hayallere dalmışken hoca konuyu anlatmayı bitirip soruları çözmeye başladı. Son soruyu çözüp saatine baktı, dersin bitmesine çok az kalmıştı. Yarım çerçeveli gözlüğünü çıkartırken kitabını masaya bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orta Karar (Tamamlandı)
HumorKafama çarpan turuncu topla dengemi sağlamak için hafif öne eğildim ve yavaşça arkama dönüp topun geldiği yere baktım. "Üzgünüm o kadar kısasın ki göremedim." Pişkin pişkin söylenip tekrardan atış yapmak için arkasını döndüğünde içimdeki Naz'ın bile...