"Aaa." Kızların çığlıkları gözümden düşen küçücük yaşı ve olayın romantizmini söküp atmıştı. Yeni yetme çocuklar gibi odamda koşuyorlardı, gerçekten mi? Hayatımda 2 dakika romantik olmak istemiştim halbuki.
Büşra beni çöktüğüm yerden kolumdan tutarak çektiğinde ayaklanmamla o anın heyecanıyla belimden tutarak kaldırdı ve beni havada bir kaç defa sektirdi. Bu ikimiz içinde çok acı vericiydi.
"Emirhan Naz'ı seviyor." Hadi bunu sürekli tekrarla da ilkokul zamanlarımıza geri dönelim.
Cidden kızların bu kadar sevinmesine anlam veremiyorum, bu ne hırsmış arkadaş. Evet, çocuk beni çok seviyor. En az annesi kadar falan değer veriyor, hiçbir şey canım(!)
"Anasını satayım bu hayatımda aldığım en güzel itiraf." O kasvetli havamı silkeleyip bir kenara atmıştım ve Yüsra'nın anlam veremediğim sürekli elini zafer işareti yapıp gözünün önünden geçirdiği dansına katıldım.
"Kızlar şarkı nerede?" Nuray da zıplamalı dansını durdurmadan arkadaki olması gereken ritimli sesi bize sorarak aradı. Cidden ya müzik nerede?
"Senin telefonundaydı ya, hoba." Ortamda bizden başka ses olmamasına rağmen Büşra bağırarak konuştu ve birdenbire mezdekeye geçti.
Nuray yatağımda dansına devam ederken kızların kilitlemediği odamın kapısı aniden açıldı ve herkes olduğu yerde Betüş Perinin işaret parmaklarını bir araya getirdiğinde olduğu gibi kala kaldı.
"Egenaz?" Bu tabloda tek manyak benmişim gibi mi duruyor? Babamın adımı seslenmesi ile Nuray kendini dizlerinin üzerine bırakmış, ikizlerde arkalarını dönerek herhangi bir şey ile meşgul olmaya çalışmışlardı. Sonunda, sonunda odayı basan benden biri olduğu için tek rezil olmayan taraf ben oldum. Teşekkür ederim Allah'ım.
"Kızlar böcek veya Ahmet'i gördüler." Babam ilk gördüğü şeyin şokunu hâlâ atlatmış gibi durmuyordu, kaşlarını çatıp bir an önce kapıyı çekmek için hareketlendi.
"Annen dayında ve yengen yemek yapmış, ben de kızlar bizde diye sadece anneni kurban ettim. Karnınız acıktığında haberim olsun." Babaların babası, arkadaşlarımı bahane olarak kullanıyor. Ah kime çektiğim nereden de belli.
"O zaman iskender yiyelim, hemen hazırlanıyoruz. İşte kızları psikolojik olarak falan hazırlayacağım." Son cümlemde kızları daha da yerin dibine sokmak için garip garip ses çıkardım. Babamsa, tam bir beyefendi olarak, kapıyı rezil olan tayfaya göz ucuyla bile bakmadan kapattı.
"Senin başına geldiğinde biz sana böyle mi davranıyoruz Naz?" Kaşlarımı çatıp ellerimi açtım.
"Evet."
"Tamam yapıyor olabiliriz ama seninki aşırı alışagelmiş." Yüsra'yı umursamadan saçlarımı geri attım. Alışagelmişmiş, baban alışagelmiş.
"Yok artık Kayaalp bu kaçıncı bahane? 'Yok yeni geldim karımı yemeğe çıkaracağım.' dedin ses etmedim." Tabii ki de etmezsin, adam seni mis gibi restorana götürdü. Bu arada babamın kendi isminden esinlenip bana da garip bir isim verdiğini söylemiş miydim?
"Ertesi gün, 'Kızın arkadaşları evde onlar aç kalmasın, ben onları dışarıya çıkarayım.' dedin ve bu son nokta oldu. Yengeme ne kadar ayıp oldu haberin var mı? Hem kızlara da yemek yeterdi."
Annem pazar günü kızların olmasından ötürü mübarek pazartesi sabahımı babama bağırışlarıyla başlatmıştı. Ben de diyorum adam 2 haftadır evde daha bir bağırış siftahı yapamadık, çok şükür fazla geciktirmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orta Karar (Tamamlandı)
HumorKafama çarpan turuncu topla dengemi sağlamak için hafif öne eğildim ve yavaşça arkama dönüp topun geldiği yere baktım. "Üzgünüm o kadar kısasın ki göremedim." Pişkin pişkin söylenip tekrardan atış yapmak için arkasını döndüğünde içimdeki Naz'ın bile...