"Naz, uyuyor musun kızım?" Babamın o erkeksi sesi ile karşımdaki erkek birden bire heyecanlanmış ve benden sanki babam bizi görüyormuşcasına kaçmıştı. Pardon, erkek dedim değil mi? Emirhan'ın bu panik haline gülüp babamı cevaplamak için ağzımı açtım.
"Uyumak üzereydim bir şey mi oldu?" Emirhan, sakin halimle daha da şaşırmış yastığıma sarılarak bana bakıyordu.
"Seninle bir şey konuşacağım halin varsa."
Babamın isteği ile korkak oğlan başını 25 km\s hızla sağa sola sallamaya başladı. Hadi ama erkeklik taslarken nereden güç alıyordunuz?
"Üzerimi giyineyim babacığım bekle biraz." Evet, ben her şeyin acısını çıkarırım dememiş miydim? Dememişsem şimdi diyorum, ben her şeyin acısını çıkarırım.
Emirhan, yaptığım şeyle kafasını sağa yatırmış şaşkınlık ile korkmak arasında bir mimik sunmuştu. Ona gözlerimi ayırıp yatağımın altını gösterdim, ardından tekrar başını hızla iki yana salladı. Dediğimin yapılmaması ile dudaklarımı büzüp yatağımdan kalktım ve işaret parmağım ile kapıyı gösterip her an oraya varacakmışım gibi sol ayağımı sürekli kapıya doğru attım. Hareketlenmem ile uzun olan, yastığımı hızla yatağa atıp sürünerek yatağın altına girdi. Süründürmeyi pek bir seviyorum ben de.
Kapımı açtığımda babam, sanki annemden saklanmaya çalışırcasına odama büyük bir gizlilikle girmişti. Bu girişi biliyorum, kesin annemden bir şey saklıyor. Yaşını başını almış karizmatik kaptan yatağıma oturduğunda küçük bir duraksadım. Babam odada iken bir erkek saklıyorum, fazla Amerikan.
"Otursana."
Babamı ikiletmeden tam yanına sakin bir şekilde oturdum ve söyleyeceği şeyi bekledim.
"Naz, biliyorsun," Biliyorsun dediğine göre kesinlikle söyleyeceği şey hakkında bir fikrim yoktur ve annem bunu duyarsa babamı yiyecektir, "Benim yurt dışında çok fazla arkadaşım oldu..."
"Beni ondan daha çok sev, yüzünü yüzüme gösterme. Sadece yaşam masraflarını karşıla, yoksa kabul etmiyorum." Babamın sözünü bölüp hızlı hızlı isteklerimi sıralayınca babamın kaşları anlamamışcasına çatıldı ve omuzları düştü.
"Ne diyorsun kızım?"
"Gayrimeşru çocuk diyorum baba. Onu demeyecek misin?" Babam söylediğim şeyle belini iyice dikleştirerek rahatsız olduğunu belli edip derin bir nefes aldı.
"Tövbe, tövbe. Nereden geldi böyle saçma sapan bir düşünce? Biz Elhamdülillah Müslümanız kızım." Haklıydı, benimki de laf.
"Ne bileyim? Hep kaptanların her limanda sevgilisi var denince bir korktum ama sağ ol. O çocuğu öldürüp katil olmak istemezdim. Hem uluslararası mahkemede cezalar daha ağır."
Babam, laflarım ile gülecek mi ağlayacak mı tam bilemediğim bir mimik yaptı ama sonucunda sadece az önceki konuşmayı unutmaya karar verdi.
"Oy aklımı karıştırdın, sana sadece liseyi yurt dışında bitirmek isteyip istemeyeceğini soracaktım." İşte bu beklemediğim şey. Babamın bu teklifini anlamlandıramayarak geri çekildim.
"Neden?"
"Yani tabii sadece 1 sene, eğer liseyi yurt dışında bitirirsen Türkiye'de üniversiteyi istediğin yerde okuyabilirsin. 12. sınıfı senin için kolaylaştırmak için söyledim ama bana bak bu sadece lise için. Seni gavur ellere veremem, kokmuş zaten onlar."
Şaşkınlığım yüzünden espriye gülemedim, aslında espri değil gerçekler ama. Bu, bu ani bir şeydi. Benim için daha rahat olurdu ama benim gibi şehrine, ülkesine aşık bir insan olunca bu pek de kolaylık olmuyor bazen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orta Karar (Tamamlandı)
HumorKafama çarpan turuncu topla dengemi sağlamak için hafif öne eğildim ve yavaşça arkama dönüp topun geldiği yere baktım. "Üzgünüm o kadar kısasın ki göremedim." Pişkin pişkin söylenip tekrardan atış yapmak için arkasını döndüğünde içimdeki Naz'ın bile...