Yanımıza vardığında heyecan veya utanma duygusu yüzünden kafamı çevirdim. Hangisi olduğuna karar veremedim ama o baktığımı gördüğü sürece vücudunu kesemem.
"Şey selam kızlar."
"Selam." Yüsra cevap vermişti. Kimseden ses çıkmıyordu. Nuray'la ben onun özenle dilimleniş vücudu dışında herhangi bir yere bakmaya çalışıyorduk. Yüsra zaten abazan. Sonunda Emirhan boş bakışlarımızı anladı ve ellerini pardon şeklinde kaldırıp tişörtünü giydi.
Önemli değil, her zaman bekleriz.
"Oturabilir miyim?"
"Tabii." Onayı aldıktan sonra az önce Oğuz Hocanın kalktığı yere oturdu.
"Sen Bartu'nun kuzeniydin değil mi? Sen de Nuray... Bartu'nun yeni sevgilisi." durdu ve bana çok kısa bakıp gülümsedi, yukarı doğru kıvrılmak isteyen dudaklarımı büzdüm ama yine de güldüğüm belli oluyordu.
"Ve sen de?"
"Yüsra." Gülümseyip elini uzattı, "Aynı sınıftayız."
"Evet biliyorum." O da aynı şekilde gülümseyip elini sıktı. Yüsra resmen kur yapıyordu, her zamanki gibi. Yeminle şu ikizlerden bir uçan birde kaçan kurtulabilir.
"Doğruyu söylemek gerekirse ben dünkü olay için özür dilemek istiyorum. O sözler size değildi, biliyorsunuz."
"Biliyoruz, dünde açıklamıştın zaten."
"Ne olayı?" Yüsra Nuray'a sormuştu ama lafa direkt ben atladım.
"Yavşak kızlar." V ve ş harfini biraz bastırarak söylerken ellerim çenemde ona gülümsüyordum. Ama sanırsam söylediğim beklediğimden daha fazla rahatsız etmişti Uzun Kızı. Yüsra yüzünü buruşturup kamelyadan kalktı.
"Büşra gelmedi ben bir onun yanına çıkayım." Okula doğru giderken arkam dönük ona el sallıyordum.
"Lafı uzatmayacağım. Bu okuldaki kızlardan nasıl kurtulacağım ben ya. Hani siz esaslı kızlara benziyorsunuz o yüzden size soruyorum."
"Eyvallah." Esaslı lafı garibime gitmişti ama hemen uyum sağladım.
"Nasıl bu kadar şey yani... kendilerine saygısız olabiliyorlar." Orospu demek istemişti. Konuşmaya başlayacağım sırada arkadan gelen 1 grup kızı görünce konuşmak için çok az açılmış ağzımı kapatarak bilmiş bir şekilde yan sırıttım ve kaşlarım ile arkasını işaret edip "İşte böyle." diyerek olağan kur yapma seansını izlemeye başladım. 4 tane, saçları düzleştirilmekten odun gibi olmuş kız, Emirhan'a yaklaştı ve içlerinden sesi en bok gibi olan konuşmaya başladı.
"Şey, dünkü maçta çok iyi olduğunu söylemek için gelmiştik. Gerçekten harikaydın. Bu arada ben Elis." Bı ırıdı bin ilis.
"İyi de ben dünkü maçta sadece 5 dakika oynadım." Kızın gözleri hafif açılmıştı lakin bozuntuya vermeden devam etti.
"İşte o 5 dakika bile yeterliydi resmen takımı toparladın." Ah çaylak, ah. Daha geçmen gereken o kadar çok yol var ki.
"Yo. Basket bile atamadım ki, sadece 2 asistim var." Maçı bir taraflarına bile takmadan yorum yapan kızlara piçimsi ve ukala bir gülümsemeyle bakıyordum.
"İyi o zaman sonra görüşürüz umarım." Elini çok hafif kaldırıp sürüsüyle beraber ortamı terk etti, sonunda.
"Ben ummam." Emirhan'ın bıkkın söyleyişinden sonra Nuray en sonunda kahkahayı patlattı.
"Allah'ım bu 9. sınıflar."
"9 mu?" Şaşırmıştı, "Cidden mi? Halbuki sizden büyük duruyorlar." Ciddin mi hılbiki sizdin biyik diriyırlir. Tamam bir daha yapmayacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orta Karar (Tamamlandı)
HumorKafama çarpan turuncu topla dengemi sağlamak için hafif öne eğildim ve yavaşça arkama dönüp topun geldiği yere baktım. "Üzgünüm o kadar kısasın ki göremedim." Pişkin pişkin söylenip tekrardan atış yapmak için arkasını döndüğünde içimdeki Naz'ın bile...