"Sen şimdi..."
"Şu sokuk beyinli anlattı." Kendi kendime hikaye tamamlamaca oynarken Emirhan işaret parmağı ile yerde bizi izleyen bedeni gösterdi.
"Şimdi siktim seni Ömer."
"Neyle?" Yere dirseğini koyup bulunduğu konumdan memnunmuşcasına yayıldı ve yüzüne o pislik ifadeye takındı.
"Babanın..." Küfrü devam ettirmeyecektim o anladı zaten.
"Ya ben olanları önemsemediğim için sana anlatma gereği duymad..."
"O yüzden mi söylediğimi duyunca bu kadar sinirlendin?" Kıvırcık sinirlerimi iyice alt üst etmek adına araya girmişti.
"Sen sus lan sikik." Emirhan, Ömer'e yumruğunu gösterip ona doğru eğildi. Vay canına Emirhan ilk defa bu kadar fazla küfür ediyordu. Sinirlendiği için böyle olmalı ve sanırsam ben hep sinirliyim. Neyse olayımızı bu değil zaten.
"Ya Naz Ayşe Teyze beni hiç sormuyor mu? Nasıl da özledim annenin yemeklerini." Aşırı olgun kaptanımız aramızda bir konuşma geçmesin ve gerginlik artsın diye elinden geleni yapıyordu. Onu tebrik ediyorum cidden çok başarılı.
Emirhan, annemin de adının geçmesiyle konuşmayı komple geçip Ömer'in üzerine bindi ve yakasından tutup kendine çekti. Bir dakika, şimdi onu döverse bu annemin yemeklerini kıskandığı için mi olacaktı? Oha çok değersiz hissettim.
"Annemin yemekleri için mi döveceksin onu?" Çok hafif geriye bakıp kaşlarını düşünür gibi çattı, kızgın yüzünü hâlâ takınmaya çalışıyordu.
"Ortaya karışık." Kesinlikle çok değersiz hissediyorum.
"Oğlum dur bak Oğuz Hoca gelir şimdi." Emirhan yumruk atmak için gerildiğinde sesimi hafif yükselterek onu durdurdum.
"Onu mu koruyorsun sen şimdi?"
"Hayır geri zekalı, seni koruyorum. Oğuz Hocanın gazabından." Mübarek hocamın adı geçince Emirhan şu gergin anda geri vitese taktı ve oturduğu yerden kalktı. Ömer'de ise anlamadığım bir yüz ifadesi vardı, bildiğin bozulmuştu.
Son bir haftam aşırı derece sakin geçiyordu, ben de diyordum neden acaba? Sevgili hayatımın bana hazırladığı bir kaç oyundan başka bir şey değilmiş halbuki. Gerçekten şu zor zamanımda sevdiğim beye sığınıp akıl almak isterken onun kalbini nasıl alacağıma dair düşünürken buldum kendimi. Yol boyunca onunla konuşmak için neler yapmadım lakin o kulaklığını takıp boş boş uzakları izledi. Her onun kulaklıklarını çıkarmak için elimi attığımda iki elini de kulaklarına koyarak beni engellemişti. Ah o kablolu kulaklıkların olacaktı görürdüm onlar nasıl aşağı doğru süzülüyor.
Aramalarım ve mesajlarım tamamen cevapsızdı. Zaten beni dinlemeyen adam mesajıma mı bakar? Ben bakardım, ayol insan merak eder. Hava kararmıştı ve ben oflayıp puflamaktan başka hiçbir eylem gerçekleştiremiyorum.
Bir erkeğin bu kadar trip atması hiç hoş değil ama. Daha ne yapmam lazım? Birini istemeden kırarsan özür dilersin ve olur biter, Ömer'le bir müddet çıkmış olmam bu kadar problem olmamalı. O zaman hayatımda bile değildi.
Tahta koltuklarımdan dışarı bakarken yukarıdan yere doğru düşen söndürülmemiş izmaritle kafamı yukarı kaldırdım. Ah geri zekalı her kafan bozulduğunda şu aptal şeyde derman ararsan bağımlı olacaksın.
Emirhan'ın balkonda olmasının verdiği heyecanla dışarı çıktım ve korkuluklardan sarkarak yukarı baktım. Kollarını siyah balkon demirine koymuş karşıyı izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orta Karar (Tamamlandı)
HumorKafama çarpan turuncu topla dengemi sağlamak için hafif öne eğildim ve yavaşça arkama dönüp topun geldiği yere baktım. "Üzgünüm o kadar kısasın ki göremedim." Pişkin pişkin söylenip tekrardan atış yapmak için arkasını döndüğünde içimdeki Naz'ın bile...