16

52.7K 2.5K 743
                                    

"Nasıl olur anlamıyorum? Güzel duruyor olabilir ama parıl parıl parlayan bir erkekten neden hoşlanırsın?" Dördümüz de kollarımızı bağlamış Emirhan ve etrafına doluşmuş sineklere ters ters bakıyorduk. Sesim isyankardı çünkü amaçladığım şey kesinlikle bu değildi.

"Parıl parıl parladığı için olabilir mi?" Yüsra kaşlarını çatarak bana dönmüştü, tamam belki haklı olabilir.

"Bu resmen güzel bir eti garnitürlerle süsleyerek bir grup yamyamın önüne sunmak gibi bir şey olmuş." Büşra'nın benzetmesiyle kızgınca onda döndüm.

"Gerçekten mi kanka? Moralimi daha da bozmak istersen dinliyorum." Bakışlarını devirip susmayı tercih etti, böyle bir durumda moral yoksa konuşmak da yok. 

Bartu elinde kahveyle yanımıza gelirken bizim dikkatle izlediğimiz tarafa aşağılayıcı bir sırıtma ile baktı. Yanımıza vardığında kahveyi bana verdi ve dizildiğimiz sırada Nuray'la benim aramıza geçince bakışları yine Pamuk Prens ve Altı Cüceleri buldu.

"Korkma kuzi, Banu'dan senin nefret ettiğinden daha çok nefret ediyor." Kızlar şokla bize dönerken sağ elimin orta parmağımı yerken bakışlarımı önümden ayırmadan umursamazca söylendim.

"Evet biliyor ve ben söylemedim. Maymun tahmin ettiğimden zeki çıktı." Bartu onurla gülerken maymun dedikten sonra bozuldu ve suratı asıldı. Hakaretlerime alışık olduğu için onun hislerini görmezden gelerek bakışlarımı esir alınmış Emirhan'dan çekemeden konuşmaya devam ettim.

"Peki ya geri kalanlar?" Banu beni delirtmek üzereydi. Uzun boyu ve onu takip eden turuncu boyalı, ısrarla sadece oksijenli su ile açtığını söylüyor, uzun saçlarına herkesin aşık olabileceğini düşünüyordu lakin bacakları benim kollarımdan bile inceydi. O ne be, nasıl bedenini taşıyor cidden anlamıyorum. 

"Merak etme, sürtüklerin başındakini sevmiyorsa yaverleri zaten göz ardıdır." Bartu'nun söylediği ağır sözden sonra Nuray neye uğradığını şaşırmıştı, elinin tersiyle Bartu'nun göğsüne vurdu ve saçlarını savurarak hızlı adımlarla okul kapısına yöneldi. Bartu olayı anlamadan ellerini açıp omuzlarını düşürmüştü ve arkasından koşmaya başlamıştı.

"Dur bekle. Ne dedim şimdi?" İlişkilerine hayran olduğum çiftin bu durumuna gülemeden ceketimi kızlara teslim ettim ve Pamuk Prensi öperek uyandıran Prensesi olmak için ya da keskin diliyle etrafındaki çıyanları kesmek için adımlarımı çalıştırdım. 

Yüzündeki zoraki gülümseme ile Emirhan bakışlarıyla yardım çığlığı atıyordu. O yeşil gözlerine bakarak adımlarımı daha da hızlandırdım, kurtarıcın geliyor yiğidim. Yanlarına vardığımda Banu'nun bana yaptığı hareketin aynısını misliyle ama nezaketimi koruyarak yaptım, hey ne olursa olsun ben nezih bir ailenin kızıyım. Arkadaşlarının üstüne düşerken ateş saçan gözleriyle ve yüzüne gelen saçlarıyla beni öldürecek gibi bakıyordu. Nasıl oluyormuş bebeğim? Dudağımın tek tarafı alayla kıvrılırken Emirhan'ın kolundan tutup kendime doğru çektim. Kolunu tuttuğum anda kendini bana bıraktığı için rahatça arkamdan sürüklemiştim.

"Hadi şu yüzünü halledelim." 

Daha uzaklaşamadan Banu çabucak toparlanmış olacak ki hızla önümüze geçerek kollarını bağladı ve ardından kuyrukları da onu taklit ederek kollarını olmayan göğüsleri üzerinde birleştirdiler. 

"Birini konuşmanın ortasında çekip götürmek sence de çok kaba değil mi Naz?" Hadi canım 5 dakika içinde ne çok şey öğrenmişsin öyle.

"Biliyorum ama götürülen kişi uzaktan bakışlarıyla yardım dileniyorsa bu kabalık değil iyilik olur." Şaşkın bir şekilde kollarını çözüp sağ elini gerdanına koydu ve kaşlarını çattı, "Bunu anlaman çok mu uzun sürdü? Evet onun yan sırasına geçtiğinde Yüsra'nın yanına geçti. Neden biliyor musun? Cevap çok basit senin yanına oturmak istemedi, küçük beynini çalıştır ve sadece kısa eteğinle erkekleri tavlayamayacağını anla." 

Orta Karar (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin