"Eee? Ne giymişti? Hediye getirmiş miydi? Davranışları nasıldı? Benim hakkımda neler söyledi? Anne cevap versene!" Hem annem, hem de kucağımdaki köpecik bana anlamaz bakışlar attığında annem gözlerini devirdi.
"Kızım bi' susarsan zaten anlatacağım." Dudaklarıma hayali bir fermuarla kapatıp heyecanla annemi dinlemeye başladım.
"Siyah tişört üzerine siyah ceket ve kot pantolonlar giymişti. Saçları kahverengiydi ve özenle fönlediği belli oluyordu. Ellerinde kocaman bir demet papatya vardı." Eliyle vazomuzu gösterdi. Oraya baktığımda mükemmel papatyaların özenle konulduğu vazonun içine harika durduklarını gördüm. Annem papatyalara bayılırdı!
"Nazik bir şekilde beni selamladı, hâlimi hatrımı sordu. Sonra buraya geldik. Hatta o şu anda oturduğun yerde oturuyordu," Gözlerimi kocaman açıp oturduğum ikili kanepeye baktım. Annem kıkırdarken kızardığımı hissedip tekrar anneme döndüm.
"Hastanede sana destek olduğu ve hiç yanından ayrılmadığı için teşekkür ettiğimde bana aynen şunları söyledi; Ah, efendim. Teşekkür etmenize gerek yok. Çünkü yine olsa aynı şeyi yapardım. Ben Holland beni fark etmese de her zaman onun yanındaydım ve yanında olmaya da devam edeceğim."
Kalbim durmuştu sanki...
"Ee sonra?"
"Sonra işte bir şeyler ikram ettim, yedik içtik. Sonra senin hakkında ne düşündüğünü sordum."
Kalbim tekrar hızlanırken neler söylediğini öylesine merak ediyordum ki!"O bana cevap olarak; Belki kızacaksınız, belki de kızınızla bir daha konuşmama izin vermeyeceksiniz. Ama ben kızınıza sırılsıklam âşığım. Dedi."
Şu âna kadar hiçbir erkekle yakınlaşmayı bırakın merhabalaşmamıştım bile. Oysa annem hep bir damadının olmasını istemişti. Bu yüzden ona Dylan'ı anlattığımda bana kızmamıştı, onu tanıyıp bana layik olup olmadığını test etmek istemişti.
Şimdi ise bana imalı imalı bakıyordu. Ben ise kızarmaktan pancara döndüğüne %100 emin olduğum yüzümü saçlarımla gizlemeye çalışıyordum.
"Benim kalbimi ise şu cümleleriyle çaldı; Efendim, benim annem yok, babam, bir kardeşim veya kızkardeşim yok. Benim hayatımda sevebileceğim kimse yoktu anlayacağınız. Ve benim ilk sevdiğim kişi kızınız oldu. Bu yüzden sevgime inanabilirsiniz. Ve ben sizi annem gibi görüyorum. Sizi de kızınızı sevdiğim gibi seviyorum."
Gözlerim dolarken gülümsedim.
O umduğum gibi değildi,
Umduğumdan daha mükemmeldi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alone
FanfictionGönderen: Bilinmeyen Kalbine açılan yaraları iyileştiremem belki, ama o yaraların tarif edilemez acısını beraber yaşamamızı sağlayabilirim. Yada yaralarını papatyalar ile donatabilirim; belki acısı az da olsa azalır diye...