"Ya anne başımın etini yedin ama! Daha ben görmedim Dylan'ın yüzünü!" dedim sitem ederek.
Annem, ben ve ponçik köpeğim oturma odasına oturmuş televizyon izliyorduk. Daha doğrusu, annemin Dylan'la tanışmayı istemesini dinliyorduk.
Annem, Dylan'ı benden daha çok merak ediyordu görünüşe göre.
"Yüzünü görmemişmiş. 'Hastanede yanıma geldi, bana destek oldu' demiştin. Nasıl görmedin yüzünü?"
"Bakamadım işte." diye omuz silktim.
Bakamamıştım...
Nedenini bilmiyordum ama bakamamıştım yüzüne. Ama pişman değildim. Böylece insanların dış görünüşlerinin pek önemi olmadığını öğrenmiştim.
Ben Dylan'ın yüzünü göremesem de kalbini görmüştüm. Kalbi öylesine güzeldi ki, beni ona sımsıkı bağlamaya yetmişti..."Ben bilmem! Dylan oğlum buraya gelip benimle tanışacak, o kadar!"
Dylan ne ara senin oğlun olmuştu, annem?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alone
FanfictionGönderen: Bilinmeyen Kalbine açılan yaraları iyileştiremem belki, ama o yaraların tarif edilemez acısını beraber yaşamamızı sağlayabilirim. Yada yaralarını papatyalar ile donatabilirim; belki acısı az da olsa azalır diye...