Herkes otobüsten indikten sonra sırt çantamı takıp ben de indim. Bu günüm güzel geçecekti güya!
O kızı parçalama isteğim git gide artarken hâlâ sohbet ettiklerini gördüm. Hayır saatlerdir ne koşuyorsunuz acaba?
Hızlanıp kızın yanından geçerken omzumla omzuna vurdum ve uzaklaşıp kalacağımız hotele girdim.
Oda kartımı alıp asansöre doğru ilerlemeye başladım. Dört kişi bir odada kalıyorduk ve kim bilir şansıma kimler düşmüştü!
Asansör kapanırken biri asansörü durdurdu ve içeri girdi.
O bana bakıp gülümsedikten sonra yanıma beklemeye başlarken, ben o kız ile durmadan sohbet etmesine o kadar sinirliydim ki ne yaptığımın bile farkında değildim.Ona hiç bakmadan düğmeler ile oynuyordum.
"Hey, diyorum ki düğmelere daha fazla basmasan mı? Her katta durmamızı boşver de, asansör bozulacak."
Durup elime baktım. Sinirimi düğmelerden çıkartmam o kadar saçmaydı ki!
Hiç cevap vermeden inmem gereken kat gelinceye kadar bekledim. Kapı açılınca tam çıkacakken elimi tutarak beni durdurdu.
"Iyi misin?" dedi tedirgin bir şekilde.
Sinirle güldüm, "Hah, neden iyi olmayayım ki?"
Elimi hızla çekip asansörden indiğimde o da arkamdan indi.
Tekrar ona döndüm ve sinirimi çıkartmaya başladım.
"Şimdi de beni takip etmeye falan mı başladın? diyeceğim de sen zaten durmadan beni takip ediyorsun. Mahallem, sinema falan!""Bak, neye sinirlendiğin hakkında en ufak bir fikrim yo-"
"Evet! En ufak bir fikrin bile yok!"
Lafını bölmeme sinirlenmiş olduğu belli olsa da derin bir nefes alıp kaldığı yerden devam etti.
"Neye sinirlendiğin hakkında en ufak bir fikrim olmasa da bu sinirini benden ve arkadaşımdan çıkartmanı istemiyorum. Ve seni takip ettiğim falan da yok, kalacağım oda bu katta."Ne diyeceğimi şaşırırken ona sadece baktım. Öyle, dümdüz.
Diyecek bir şeyim yoktu, haklıydı."Haklısın."
Omuzlarımı düşürüp duvar dibine oturdum ve ellerimle oynamaya başladım.
"Özür dilerim, öyle şeyler yapmamam gerekirdi..." dedim çaresizce.Tekrar derin bir nefes aldı ve yanıma oturdu.
"Anlatmak istersen ben buradayım, seni dinlerim." dedi.
Gözlerine baktım. Bu sözleri içtenlikle söylediği belliydi.
Gülümsedim ve başımı omzuna yasladım."Susarsam da dinler misin beni?"
Güldü, "Dinlerim..."
Ve ben sustum...
O dinledi...O sustu...
Ben dinledim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alone
FanfictionGönderen: Bilinmeyen Kalbine açılan yaraları iyileştiremem belki, ama o yaraların tarif edilemez acısını beraber yaşamamızı sağlayabilirim. Yada yaralarını papatyalar ile donatabilirim; belki acısı az da olsa azalır diye...