Gezi otobüsüne bindiğimde gözlerimi yerlerine yerleşmiş sınıf arkadaşlarıma ve karşı sınıfın ineklerine çevirdim.
Görünüşe göre yine yalnız oturacaktım.
Omuzlarımı silktim ve otobüsün arkasına doğru ilerlemeye başladım.O sırada gözlerim inanılmaz renkteki gözlerle buluştuğunda içimde oluşan hissi hem çok sevip hem de o kadar nefret ettiğimi fark ettim.
Sanki, kızgın bir ateşe bolca su atmışsın gibiydi...
Sanki, içinde bir yerlerde var olan tozları biri gelip üflemiş de tozlar her tarafa yayılmış gibiydi...
Sanki bir fil kalbimin üzerine oturmuş gibiydi...
Ve sanki akciğerlerim bana oksijen yetiştiremediği için derin nefeslere muhtaç bırakmış gibiydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alone
FanfictionGönderen: Bilinmeyen Kalbine açılan yaraları iyileştiremem belki, ama o yaraların tarif edilemez acısını beraber yaşamamızı sağlayabilirim. Yada yaralarını papatyalar ile donatabilirim; belki acısı az da olsa azalır diye...