"Anlat lan! Holland'tan hoşlandığını, onu "platoniğinden" (!) almaya çalıştığını anlat!" dedi platoniğinden kelimesine vurgu yaparak.
Harry sinirle Dylan'a bağırdı, "Kim sevdiğini başka birine vermek ister, ha?!"
"Ben verirdim." dedim mahçupça, "Eğer sevdiğim kişi, değer verdiğim kişi, onun bir gülüşünü görmek için dünyaları verebileceğim kişi başka birinin yanında kendini mutlu hissediyorsa, verirdim. Çünkü gerçekten seven insan, sevdiğinin sadece onun yanında olmasını istemez. Gerçekten seven insan, sevdiğinin ondan uzakta olmasına rağmen onun mutlu olmasını ister."
"Işte benim kızım be!" Dylan'ın gururla söylediklerine tebessüm ederken hâla ona doğru dönememiştim.
Sahaya inerken de insanların çok olduğundan onu görememiştim...
O benim tam arkamda olsa da, yine onun kim olduğunu bulamamıştım...
-
Şuraya sövebilirsiniz, teşekküler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alone
FanfictionGönderen: Bilinmeyen Kalbine açılan yaraları iyileştiremem belki, ama o yaraların tarif edilemez acısını beraber yaşamamızı sağlayabilirim. Yada yaralarını papatyalar ile donatabilirim; belki acısı az da olsa azalır diye...