18 - DENİZ KIZI İLE YAKIŞIKLI PRENS

4.4K 137 25
                                    




Gözlerimi araladığımda hava kararmak üzereydi. Aşağıdan bir takım sesler kulağıma uyanır uyanmaz dolmaya başladı. Erdem yanımda değildi. Sesler tanıdık geliyordu. Yerimden kalkıp odadan çıktım. Merdivenlerden aşağı doğru inerken evin çalışanı Ayşe teyzeyle karşılaştım. Bir an telaş yaptı. "Eflal hanım, sanırım odanıza dönseniz iyi olacak." diye gevedi. Cevap vermeden aşağı doğru inmeye devam ettim. Sesler gittikçe netleşiyordu. Konuşan kişi babamdı.


Kalbimin sıkışmaya başladığını hissettim. Duvarın arkasına gizlenip onları dinlemeye koyuldum. Duvarın ardından kafamı gizlice uzatıp baktım. Bundan bir hafta süre önce yine beynimin içinde yaşayacağımı gördüğüm sahne gerçek oluyordu. Erdem babamın boynuna yapışmış "Seni öldüreceğim! Seni doğduğuna pişman edeceğim şerefsiz!" diye tıslıyordu. Babam cevap verdi. "Dur, Eflal babasını öldüren kişiyi asla affetmez."


Daha önce kafamın içinde geleceğe dair gördüğüm şeylerin bir bir gerçekleştiğine defalarca şahit olmuştum. Yine aynısı oluyordu. Fakat her seferinde yine de şaşırıyordum. Tanrı bir tecavüzcünün kızına ceza olsun diye mi böyle bir özellik bahşetmişti? Ne de olsa şeytanın inini bile cennete saklamıştı.


Birden koşarak Erdem'in ellerini babamın boğazından kurtardım. "Yapma..." dedim Erdem'e bakarak. "O buna bile değmez." Babam günlerdir beni ilk kez görüyordu. Gözlerinde özlem mi vardı, pişmanlık mı vardı emin değildim. Ya da öyle olmasını mı umuyordum? "Eflal, kızım! Ne olursun beni bir kez dinle!" diye atladı söze babam. Donuk gözlerle ona bakıyordum. "Söyleyeceğin hiçbir şey o iğrenç gerçekleri değişmeye yetmeyecek baba." diye cevap verdim. "Biliyorum kızım. Senelerdir sana göstermiş olduğum sevginin hatrına beni bir kez olsun diye." diye sözlerine devam etti. Erdem yanımda dikiliyor, bir yandan da "Ben yanındayım." dercesine sırtımı sıvazlıyordu. Titreyen bacaklarım ayakta kalmakta güçlük çekiyordu. En azından babama bunu borçluydum. Kendimi bildim bileli babamın bana duyduğu sevgiden bir kez olsun şüphe duymamıştım. Bana karşı hep hassas yaklaşmıştı. Ve tüm gerçekleri öğrendiğim o karanlık geceye kadar babamın tek bir yanlışını görmemiştim.


"Tamam. Seni dinleyeceğim." dedim ve yanımızda bulunan devasa koltuk takımlarına doğru ilerledim. Erdem bana bir mıknatıs gibi yapışmıştı sanki. Ben nereye hareket edersem peşimden geliyordu. Bana zarar verilmesinden korkar bir hali vardı. Babam karşıma geçti ve tüm ağırlığını koltuğa bıraktı. Saçları mı beyazlamıştı? Gözlerinin altı simsiyahtı. Yüzündeki derin çukurlar daha da belirginleşmişti sanki. İçimde baş gösteren küçük bir acıma duygusunu zorlukla bastırdım. Bir hayli yorgun görünüyordu. "Bizi yalnız bırakabilir misin Erdem?" diye sordu. Erdem "Asla! Eflal'e tek bir kez bile daha zarar veremeyecek kimse. Buna izin vermeyeceğim." derken yüzüme baktı izin istercesine. Sırtıma dokunan eli bir aşağı bir yukarı kaydı. "İstersen giderim." mesajı veriyordu bana. "Gerek yok baba, Erdem'den sakladığım bir şey yok. Şimdi seni dinliyorum." derken Erdem'in gözlerinde cılız bir ışık yanıp söndü.


"Nereden başlayacağım, bilmiyorum. Evet, duyduklarının hepsi doğru. Fakat eksik... " Donuk gözlerle babamı izliyordum. Ellerini nereye koyacağını şaşırmış bir şekilde hareket ettiriyordu. Şu iri cüsseli adam karşımda küçücük kalmıştı. "Ben annenle evlendikten sonra, abin doğduktan bir süre sonra başka bir kadına aşık oldum." Başka bir kadın diye bahsettiği sanırım benim öz annemdi. "Aşkı sana anlatmama gerek yok. Gördüğüm kadarıyla sende aynı hisleri yaşıyorsun şu an. Aşkın insanı ne kadar değiştirdiği ve hatalar yapmaya sürüklediği bir gerçektir. Hele ki yanlış bir evlilik yaptıysan ve aşık olduğun kadınla çocuğun olduktan sonra karşılaştıysan bu durum daha da çıkmaza bağlıyor. Herkes sizin kadar şanslı olmuyor malesef." derken Erdem söze atıldı: "Siz şimdi Eflal'in karşısına geçmiş kızınızın ne kadar şanslı olduğundan mı bahsediyorsunuz?" dedi ve bir kahkaha attı. Gözlerinde cehennem ateşi yanıyordu. "Dalga mı geçiyorsun lan? Kızın hayatını sikmişsiniz. Abisi denilen o şerefsizin yaptıları peki?" diye burnundan soluyarak sordu. Abi kelimesiyle birlikte midemden yukarı doğru bir kusma hissi geldi. Zorlukla bastırdım. "Sözlerimi bitirmeme izin ver oğlum." diye cevap verdi babam.


EFLALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin