"Zeynep, gel bize gidelim, hadi" diyen Aras Berk, Zeynep'in dikkatini dağıtmaya çalışıyordu, ama Zeynep hâlâ şoktaydı.İkili henüz oradan uzaklaşmamışken, Lara telefonu kapatıp arkasını döndüğünde, ifadesizce kendine bakan kızını farketti.
"Zeynep, kızım!" diyip ona doğru yürürken, genç kızın gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı bile.
Kendini topladığı anda, Aras Berk'e döndü. Hıçkırıklarının arasında,
"Bizi... Bizi yalnız bırakır mısın lütfen?" dediğinde, Aras onu bu halde bırakıp gitmek istemiyordu, başını sağa sola sallarken,
"Zeynep, izin ver yanında kalayım, lütfen" diye yalvardı resmen. Çünkü biliyordu, içi rahat etmeyecekti.
"Benim için endişelenme Aras, iyiyim gerçekten, sadece şimdilik bizi yalnız bırak, hadi canım." dediğinde Lara'ya baktı Aras.
Kadının yüzüne bikaç dakika içinde çökmüş bir ifade gelmişti. Ona başıyla onay verdikten sonra, Aras tekrar Zeynep'e döndü.
"İstediğin zaman beni arayabilirsin bitanem. Ne olursa olsun kendini üzme. Onlar senin ailen" diye fısıldadı sarılırken.
***
Aras Berk sıkıntılı bir nefes verdi eve girdiğinde.
Annesiyle babası sofraya oturmuş, akşam yemeğine başlamışlardı.
"İyi akşamlar, afiyet olsun" dedi ve ellerini yıkayıp, tekrar anne babasının yanına döndü.
"Oğlum! Sıkıntılı gördüm seni. Bir sorun mu var?" diye soran babasına baktı.
"Malesef baba, şok edici birşey öğrendim az önce" dediğinde annesi de babası da merakla kendine baktı.
"Annee, Zeynep'in bebekliğini hatırlıyor musun?" diye sorduğunda, Seher başını olumsuz yönde salladı,
"Biliyorsun oğlum, biz buraya taşındığımızda Zeynep iki yaşında falandı. Neden sordun?" dedi.
Aras derin bir nefes alıp konuştu,
"Anne, Erdem amca ve Lara teyze Zeynep'in gerçek ailesi değilmiş. Zeynep'in gerçek annesi, Lara teyzenin kuzeniymiş, sanırım ona emanet etmiş falan, Zeynep çok kötü oldu." dedikten sonra yine sıkıntılı bir soluk verdi genç adam.
Hakan düşünceli bir tavırla oğlunun omzuna elini koydu,
"Peki sen nasıl öğrendin Aras?" diye sordu."İstemeden şahit olduğum bir telefon konuşmasıyla baba" diye cevap verdi.
Sonra bişeyler atıştırıp ayağa kalktı.
"Ben dayımlara bi gideyim. Belki bir bildiği vardır" diyip çıktı evden.
***
"Demek yarın sözleniyorsunuz ha?" diye takıldı ablasına Anıl.
Naz'ın bu konuları konuşmaktan hoşlanmadığını biliyordu, ama yine de onun gerçek düşüncelerini merak ediyordu.Naz gülümseyip kardeşine döndü.
"En büyük isteğin beni postalamak değil miydi? Bak gerçekleşiyor sonunda" dedi. Oysa tek amacı konuyu dağıtmaktı,
"Saçmalama abla, o sadece işin şakasıydı. Hem bu şanslı adamın, Cenk olacağı da pek aklıma gelmezdi doğrusu" diye aklındaki şeyi direk söylediğinde, ona baktı Naz,
"Sen de Tufan'ın Aras Berk'e attığı yumruktan Cenk'e atmayacaksın di mi?" diye sorunca Anıl pis pis sırıttı.
"Hmm, aslında iyi fikir ama, Alp amcaya saygım var yapmam öyle bişey. Hem siz kendinizi Aras'la Zeynep gibi düşünmeyin, onların bir araya gelme amaçları çok farklıydı... Her ne kadar bunu söylemekten hoşlanmasam da, Cenk seni mutlu eder abla. Esaslı adam" diyip gülümserken, ablasının saçlarını karıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ DOSTLUK
Teen FictionBirbirleriyle iç içe büyüyen, beş ailenin çocukları... Dostlukları bozulmasın diye, bir yemin atarsa ortaya, kim daha uzun süre sadık kalabilir ki bu yemine?... Gönlüne söz geçiremeyenler mesela... Ne kadar tutabilir içinde? Dostluğun, kardeşliğin...