Bir kaç ay sonra...
Zeynep, her hafta sonu olduğunu gibi, bu cumartesi gününü de, babası ve Furkan'la geçiriyordu.
Aras Berk işe giderken onu bırakıyor, akşam yemeğini birlikte yiyip sonra evlerine gidiyorlardı.
Cumartesi günlerini Nihat ve Furkan'a, pazar günlerini Aras Berk'in ailesine ve hafta arası bir günü de, Erdem ve Lara'ya ayırıyordu Zeynep. Geriye kalan dört günde kocasıyla kendinindi.
Aras Berk'le birlikte yaşamak çok güzeldi. Zeynep, Aras eve gelene kadar hobileriyle uğraşıyor ve kocası gelmeye yakın, ona güzel yemekler ve tatlılar yapıyordu.
Ve günün sonunda çalan kapıya baktığında, kocası elinde bir tane pembe gülle karşısında duruyordu. İstisnasız bunu evde oldukları her gün yapıyordu.Evliliklerinin ilk ayında, Esra denen kız başlarına musallat olacak diye çok korkmuştu. Zira bir ara o kadar çok karşılaşmışlardı ki, Zeynep kızın kendilerini takip etmeye başladığını düşünmeye başlamıştı.
Her seferinde yüzünde sahte bi gülümsemeyle, Zeynep'i iğneleyici bir şekilde konuşurken, artık Aras Berk duruma el atmıştı ve kızı üstü kapalı bir imayla uyarmıştı. Şükür ki artık karşılarına çıkmıyordu.Akşamüstü Ayişa'yla birlikte, bahçeye sofrayı kurarken, güzel bir sohbetin içindeydiler.
Bir süre sonra kapı çaldığında, genç kız kapıyı açtı ve karşısında babası ve kocasını gördü.Neşeli bir sesle
"Hoşgeldiniz" diyip önce babasına sarıldı."Hoş bulduk güzel kızım, evimin neşesi" diyerek saçlarından öptü kızını Nihat bey. Babası içeri girdikten sonra, kocasının yanağına ufak bir öpücük kondurdu Zeynep,
"Nasılsın hayatım?" dediğinde Aras Berk karısının pozitif enerjisiyle, günün tüm yorgunluğunu unuttuğunu düşündü.
"İyiyim bebeğim, seni görünce daha iyi oldum. Ne pişirdin bana bakalım?" diye sordu ceketini çıkarırken,
"Ayişa abla Boşnak yemeklerinden yaptı canım. Herşey enfes görünüyor" diyerek kocasının elini tutup, yemek masasına yönlendirdi Zeynep.
Genç çift akşam yemeğinden sonra, çaylarını da içip, evlerine gitmek için çıktılar.
Yolda giderken Aras Berk karısına baktı. Lunaparkın önünden geçerken aniden durdu. Zeynep geldikleri yere bakınca gülümsedi,"Yaa aşkım çok yorgun hissediyorum kendimi. Ama şu dönme dolabı da gördükten sonra bi kere binmezsem de çatlarım" diyerek arabadan indi.
Aras keyifli bir ifadeyle karısının peşinden indi. Kolunu onun omzuna dolayıp, birlikte dolaşmaya başladılar.
Önce pamuk şekere bayılan Zeynep pamuk şeker diye tutturunca, Aras onu kırmadı. Sonra dönme dolaba binip, birbirlerine sarılarak romantik anlar geçirdiler.
Arabaya doğru yürürken, Zeynep'in gözlerinin önü kararmaya başlamıştı.
"Aras başım çok dönüyor" diyerek kocasına tutundu.Genç adam telaşla karısına baktı
"Ayakta durma o zaman bitanem gel oturalım şöyle" diyerek Zeynep'i bir yere oturttu.
Genç kız o an midesinde ne varsa boşaltınca, kendini daha kötü hissetmeye başlamıştı. Üstelik tüm bunlar kocasının gözü önünde oluyordu ve muhtemelen adam artık kendinden soğuyacaktı.Aras Berk Zeynep'i o şekilde görünce, içini saran korkularla karısını kucakladı. Lavaboya götürüp elini yüzünü yıkadıktan sonra, arabaya bindirdi.
Zeynep ne kadar az öncekine göre iyi hissettiğini söylese de, Aras karısının iyi olduğundan emin olmak istiyordu.
Hastaneye yaklaşırken elini tutup öptü karısının,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ DOSTLUK
Fiksi RemajaBirbirleriyle iç içe büyüyen, beş ailenin çocukları... Dostlukları bozulmasın diye, bir yemin atarsa ortaya, kim daha uzun süre sadık kalabilir ki bu yemine?... Gönlüne söz geçiremeyenler mesela... Ne kadar tutabilir içinde? Dostluğun, kardeşliğin...