Yine beklemekten nefret ettiği, rutin tahlil sonuçlarını bekliyordu Zeynep...
Bu kez annesiyle gelmişti. Aras Berk'in haberi olmadan çıkmıştı Lara hanımla.
Aras Berk yanındayken, rahat üzülemiyordu. Onun huzur veren kara gözlerine bakarak ağlayamıyordu.
"Zeynep sonuçların çıktı, gel kızım." diyen annesinin sesiyle, kendine gelip ayağa kalktı.
Ani hareket etmesinden mi, yoksa hastalıktan mı bilemedi, ama yine gözlerinin önü kararmıştı.
Konuşamayacağını anlayınca, annesinin elini tutmak istedi, ama sonrası karanlıktı....
*
Gün boyu Zeynep'ten ne bir mesaj, ne de arama olmuştu Aras Berk'e. Onu iyice merak etmişti.
Dün gece konuştuklarında, annesiyle kuaföre gideceğini ve onu rahatsız etmemesini söylemişti ama, Aras'ın sabrı bu kadardı.
Onu her an, her dakika görmeye alışmıştı. Telefonunu çıkardığında, "AŞKIM" yazan numaraya gülümsedi.Zeynep öyle kaydetmişti numarasını, kendisi de değiştirmemişti. Aşkı değil miydi gerçekten Zeyno. Artık öyleydi galiba...
Tebessümü hâlâ yüzündeyken aradı nişanlısını, çalıyor ama açmıyordu. Tam kapatacakken, kayınvalidesinin endişeli sesi doldu kulaklarına,
"Aras Berk!"
"Lara anne Zeynep nerede?" diye sorarken, o kısacık anda aklından korkunç senaryolar geçmişti.
"Zeynep yine epilepsi nöbeti geçirdi Aras, hastanedeyiz." diye ağlayarak konuşan kadını, teselli edecek tek bi cümlesi yoktu genç adamın. Çünkü kendi de şuan çok çaresizdi.
Odasından çıkarken Anıl'la çarpıştı.
"Noldu Aras, ne bu telaşın?" diye sorunca Aras konuşamadı,"Zeynep-" diyebildi sadece. Anıl daha fazla soru sormadı,
"Gel bu halde araba kullanma, ben sürerim." diyip onunla birlikte çıktı iş yerinden.
Yolda giderken babasını arayıp, çıktıklarını haber verdi.
Hastaneye varana kadar Aras Berk, kayınvalidesini arayıp iyi bi haber duymak istiyordu, ama telefon açılmıyordu.
Yarım saatlik yol bir ömür gibi geldikten sonra, Aras ve Anıl hemen hastaneye girdi.
Koridorda koşturup, aradıkları odanın bulunduğu yere geldiler.
Kapının önünde çaresizce ağlayan, Lara ve Erdem'i görünce umutsuzca baktı onlara Aras,"Ne oldu ona, yaşıyor mu?" diye sordu. Öldü mü demeye dili varmıyordu zira.
Erdem ayağa kalkıp Aras'ın omzunu sıvazladı,"Daha iyi ama beyni zarar görmesin diye uyutuyorlar" derken sesi titriyordu.
Aras Berk bi adım geri gidip Erdem'e inanamaz gözlerle baktı,
"Hani herşey yolundaydı, hani geçen ay sonuçlar pozitif olmaya başlamıştı? Niye uyutuyorlar şimdi?" derken gözünden akan yaşlara engel olamadı.
Anıl onu omuzlarından tutup destek olmaya çalıştı ama, Aras Berk fiziken ayakta olsa da, ruhen yıkılmıştı.
Sandalyede oturmuş saatlerdir boş boş bakıyordu duvara, o sırada odadan çıkan doktoru görünce ayaklandı
"Onu görebilir miyim, lütfen?" diye yalvardı.
Doktor onay verip, odaya girdiğinde, Zeynep mışıl mışıl uyuyordu.Yavaşça ona yaklaşıp, yatağın yan tarafına oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ DOSTLUK
أدب المراهقينBirbirleriyle iç içe büyüyen, beş ailenin çocukları... Dostlukları bozulmasın diye, bir yemin atarsa ortaya, kim daha uzun süre sadık kalabilir ki bu yemine?... Gönlüne söz geçiremeyenler mesela... Ne kadar tutabilir içinde? Dostluğun, kardeşliğin...