18.bölüm

1.6K 132 23
                                    

Cenk romantizmi bozan arkadaşlarına ters bir bakış daha atıp, Naz'a çevirdi gözlerini.

Genç kızın yüzündeki heyecanlı ifadeye bakınca, artık beklediği cevabı alacağını biliyordu.

"Dışarı çıkalım mı?" diye sorunca Naz hafifçe başını salladı. Birlikte kapıya yöneldiklerinde Cenk arkadaşlarına bakıp
"Ortalığı toplayın da Tufan kızmasın" diyip göz kırptı.

Dışarı çıktıklarında Zeynep onları görünce heyecanla ayaklandı,

"Eee işe yaradım mı?" diye sordu Cenk'e. Genç adam gülümseyip,

"Tabi ki fıstık, teşekkür ederim" dedi.

İkili birlikte uzaklaşırken, Zeynep de nişanlısına sürpriz yapmak için bir taksiye atlayıp şirkete doğru yol aldı.

İki heyecanlı genç yan yana yürürken, Naz, az önce olanları düşünüp sırıtıyordu.

Cenk onun gülümsediğini görünce huzurla doldu.
"Eee deniz gözlü, bana cevabın ne?" diye sordu.
Aslında Naz'ın yüzündeki ifadeden tahmin ediyordu ya, yine de onun ağzından duymak istiyordu.

Seyhan nehrinin kenarında bulunan bir banka oturup, Cenk'in yanına gelmesini bekledi genç kız. Cenk onun sessiz önerisine itaat edip, oturdu kızın yanına. Cebindeki yüzüğü tekrar çıkarıp baktı ona.

"Benimle evlenip, bir ömür gönlümü şenlendirecek misin? Helalim olup iyi günde kötü günde, her anımda benimle olacak mısın? Kalbini aşkımla ısıtmama izin verecek misin? Güne senin deniz gözlerini görerek uyanmamı sağlayıp, beni dünyanın en mutlu erkeği yapacak mısın?"

Cenk şair olmuştu bi anda. Kalbi sevdiği kızdan gelen ufacık umutla bile böylesine mutlulukla taşarken, dili susmuyor, adeta haykırıyordu ona olan aşkını.

Naz ise eriyip gitmişti bu sözlerle. Böylesine sevildiğini bilmek, göklere kadar uçurmuştu genç kızı. Heyecandan elleriyle oynarken, beklentiyle kendine bakan aşık adama döndü. Dilinden dökülen cümlere kendi de şaşırdı bir anda,

"Evet Cenk, hepsine evet. Seni sevmeye hazırım, artık hayata seninle birlikte devam etmeye, seni mutlu etmek için çabalamaya, hepsine hazırım."

Cenk neredeyse ağlayacaktı mutluluktan. Genç kıza sarılmak istedi ama yapamadı. Yüzüğü takmak için elini tutacağı zaman, Naz kendini geri çekince anlayışla gülümsedi. Sonra yüzüğü genç kıza verip parmağına takışını izledi. Onu kendisi takmak istiyordu ama şuanda dokunamazdı sevdiğine, şimdiye kadar sabretmişti. Helali olana kadar da sabredebilirdi...

***

Aras Berk çalışma masasında oturmuş, bilgisayarına gömülmüştü neredeyse. Kapısı tıklatıldığında sıçradı.

Anıl kuzenine gülümseyerek girdi içeri.
"Ben gelmesem bilgisayarın içine girecektin galiba" diye dalga geçti. Aras hüzünle gülümsedi.

"Zeynep'in tedavisi için en iyi hastaneleri araştırıyorum. Şu doktorun önerdiği beyin cerrahını da aradım. Ameliyat mümkün ama riskli diyor. Kafam yine karma karışık"

Anıl günlerdir sormaya çekindiği soruyu sordu,

"Aras, Zeynep iyileştikten sonra ayrılır mısın ondan?"

"Hayır kuzen, artık onu ne olursa olsun bırakmam. Çünkü ona önce numara yapsam da, şimdi gercekten aşığım galiba" diye konuştu Aras.

"Vaay adamsın, demek artık Zeynep'in aşkı karşılıksız değil ha."

"Değil Anıl. Onu seviyorum"

"Peki ilerde bir gün ona söyleyecek misin, başlarda hastalığı için onunla birlikte olduğunu?"

ZORAKİ DOSTLUK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin