Genç adamın heyecandan içi içine sığmıyordu. Herkese sürpriz olsun diye geleceği günü ve saati gizlemişti. Şimdi evinin kapısını çaldığında, yüzündeki tebessümle bekliyordu.Annesi kapıyı açtığında, bakışlarındaki şaşkınlık görülmeye değerdi.
"Oğlum!" diyip tüm gücüyle sarılırken, gözlerinden birkaç inci tanesi de yanaklarına dökülmüştü.
"Annem, çok özledim seni" derken annesinin alnına, yüzüne öpücükler kondurup tekrar sarıldı.
Kolunu annesinin omzuna dolayıp, içeri geçtiğinde etrafa bakındı.
"Babam nerede?" derken gülümsedi Seher,
"Senin boşluğunu doldurmak için iki kat çalışıyor şirkette baban" dediğinde Aras hemen savunmaya geçti."Anıl efendi hani benim yokluğumu aratmayacaktı?" diye ciddiyetsiz bir kızgınlıkla söylenirken,
"Anıl yeterince çalışıyor oğlum. Suçlama onu" diyen annesinin yanaklarını sıktı.
"Yeğenine de laf söyletmiyor hanımefendi"Annesinin kurduğu özenli sofrada, deyim yerindeyse hayvan gibi yiyip, bir güzel karnını doyurmuştu Aras Berk. Ağzını peçeteyle silip ayaklandı.
"Ben bi Zeynep'e de uğrayayım anne" diyip evden çıktı.
Evin bahçesinden, yan taraftaki evin bahçesine girip kapıyı çaldı. Lara hanım kapıyı açtığında gözlerinin içi güldü.
"Aras, bu ne güzel sürpriz!" diyerek manevi oğluna kollarını açtı.
"Geç oğlum, Zeynep arka bahçede." diyen Lara hanıma teşekkür edip, arka bahçeye yürüdü Aras.Zeynep bahçedeki salıncakta Furkan'la şakalaşırken, kapıdaki hareketlenmeyle başını kaldırdı.
Aras Berk'i karşısında görmeyi beklemiyordu. Önce bi süre kal gelmiş gibi baktı. Kendine geldikten sonra, bi kaç adım koşup, sevdiği adamın kollarına atıldı.
"Aşkım! Hoşgeldin" diye sarılırken, genç adam onu kendi etraflarında döndürerek, karşılık verdi sarılmasına.
"Çok özledim bitanem!" diyerek durduğunda, genç kızın yüzünün ellerinin arasına aldı.
Dudaklarına yaklaşırken, Zeynep yalandan bir öksürükle geri çekildi."Furkan burda Aras" derken Aras Berk küçük kaynına baktı.
"Nasılsın küçük adam?" diyip kollarını açtığında Furkan gidip sarıldı ona.
"Söyle bakalım, yokluğumda ablana sahip çıktın mı?" dediğinde Furkan pek bişey anlamasa da
"Hıhımm" dedi. Gülüşerek yerdeki minderlere otururken Zeynep, Furkan'la şakalaşan Aras Berk'i inceledi.
Kirli sakalları gitmiş, saçları kısacık kalmış ve biraz da kilo vermişti, ama yine de bu değişik görüntüsüne de yeniden aşık olduğunu hissetti.
Yarım saat sonra Furkan'ı eve bırakıp, göl kenarına gelmişlerdi. Baş başa kaldıklarında, Zeynep kısa bi an nefeslenip Aras'a baktı.
"Aras, gittiğin gün seninle kırgın ayrıldığımız için, ben çok kötü oldum.
Her ne kadar telefonla görüştüğümüz zamanlar, bu konuyu konuşup halletmiş olsak da, ben gözlerine bakarak senden özür dilemek istiyorum" dediğinde Aras Berk, elini genç kızın saçlarına götürüp okşadı.
"Özür dileme bitanem, geçti gitti. Şimdi bir arada olabileceğimiz bi kaç günün tadını çıkaralarım." diyip Zeynep'in boş anından yararlanıp geldiğinden beri hayalini kurduğu şeyi yaptı.
Genç kızı büyük bir özlemle öperken, yüzündeki eline gelen ıslaklıkla geri çekildi.
"Zeynep'im... Ne oldu neden ağlıyorsun?" derken Zeynep yaşlı gözlerle kendine bakıp, bişey söylemeden yanağından öptü.
"Biraz dolaşalım mı?" diyip arabadan inerken gözlerini silen genç kız, kendisine endişeyle bakan nişanlısı adına üzülmeden edemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ DOSTLUK
Novela JuvenilBirbirleriyle iç içe büyüyen, beş ailenin çocukları... Dostlukları bozulmasın diye, bir yemin atarsa ortaya, kim daha uzun süre sadık kalabilir ki bu yemine?... Gönlüne söz geçiremeyenler mesela... Ne kadar tutabilir içinde? Dostluğun, kardeşliğin...