Anıl dün geceden beri Alya'ya ulaşamadığı için delirmek üzereydi.
Telefon elinde bir sağa, bir sola dolanıp dururken, Aras Berk içeri girdi.
Nedense dün Zeynep'in söylediklerinden sonra, şaşırmamıştı adamın bu haline...
"Anıl, neyin var otur şöyle?" derken genç adam kuzenine baktı.
"Lan deli olmama az kaldı. Dün geceden beri ulaşamıyorum kıza. Evine de gidemiyorum, Neslihan cadısı bana destek yerine köstek olur diye"
İkisi de bir süre sus pus oturken, kapı büyük bi gürültüyle açıldığında, Zeynep nefes nefese içeri girdi.
"Anıl! Alya gitmiş..."
***
"Kalk artık uykucu!"
Naz gözlerini zorla açtığında, kocasının saldırısından hâlâ kurtulamamıştı.
"Cenk ya, başımda bağırıp durma sabah sabah" diye isyan ediyordu.
Cenk, bu görüntüye bakmaya asla doyamazdı galiba. Naz'ın yastığına dağılmış sarı saçları ve geç uyumaktan hafif şişmiş göz kapakları, ona küçük bir kız çocuğu havası katıyordu. Ama sadece yüzüne bakınca kız çocuğu görüyordu, çünkü pudra rengi geceliğiyle çok etkileyici bir kadındı.
Karısını bir anda kucaklayıp, banyonun kapısına getirdiğinde, Naz çırpınmaya başlamıştı.
"Hayır Cenk, nolur aklımdan geçenleri yapma!" derken genç adam sadece gülüyordu.
"Tam da onu yapacağım karıcığım, günlerdir Nazan'a bakıcılık yapacağım diye varlığımı unuttun resmen" derken, pijamalarıyla birlikte duşun altına geçti. Naz ıslanmaya başladığı anda şoka girmiş gibi olmuştu. İşte şimdi uykusu gerçekten açılmıştı...
Genç kadın kahvaltılıkları masaya dizerken, bi kaç kere hapşurunca Cenk
"Çok yaşa, bitanem." dedi. Naz ise ona ters bi bakış atıp,"Hasta oldum senin yüzünden, bi de çok yaşa diyor. Soğuk suyun altına soktun beni sabah sabah.
Bari ıslatacaksın önceden küveti doldursaydın ılık suyla" dediğinde, Cenk kollarını ona dolayıp, saçlarına öpücükler kondurdu."Tamam deniz gözlüm, bi dahakine öyle yaparım" diyip karısının dik bakışlarıyla masaya oturdu.
Naz onun bu tavrıyla gülüp, çayları koydu. Kahvaltılarını ederken,
"Cenk, bugün annemlere gitmek istiyorum da, öncesinde babamla Anıl'a uğrayacağım. Beni bırakır mısın?" dediğinde Cenk başıyla onayladı.
"Tamam güzelim, akşam yemeğine annemlere geçer miyiz?"
"Duruma göre bakarız artık" derken göz kırptı Naz.
Söz veremezdi çünkü, annesiyle bir araya gelince, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordu.
Kahvaltılarını bitirdikten sonra, Naz masayı toplarken, Cenk de hazırlanmıştı.
Birlikte evden çıkıp arabaya geçerlerken, Cenk bi an duraksayınca, Naz soru içeren bakışlarını ona yöneltti.
"Sen kullanmak ister misin?" diyerek arabanın anahtarını uzattı. Genç kadın şaşkınlığını atınca, kararsız bir şekilde aldı anahtarı ve sürücü koltuğuna geçti.
"Nereden esti bakalım? Arabayı sürmemi istedin?" diyerek kocasına baktı Naz. Cenk onu hayranlıkla izlerken,
"Yol boyunca seni izlemek istedim deniz gözlüm." dediğinde Naz halinden memnun bir şekilde dikkatini yola verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ DOSTLUK
Teen FictionBirbirleriyle iç içe büyüyen, beş ailenin çocukları... Dostlukları bozulmasın diye, bir yemin atarsa ortaya, kim daha uzun süre sadık kalabilir ki bu yemine?... Gönlüne söz geçiremeyenler mesela... Ne kadar tutabilir içinde? Dostluğun, kardeşliğin...