❤️❤️❤️Bahçeye kurulan büyük iki masa, tamamen doluydu. Gittikçe büyüyen, genişleyen aileleri sayesinde, yeni bir arkadaş arayışına girmiyordu kimse.
Cem, Ahmet, Erdem ve Alp dede oldukları halde, bir arada olabilmelerine her geçen gün şükürler ederken, çocukları ve torunlarının bile, şimdiden iyi birer arkadaş olduklarına seviniyorlardı.
Yine Aras Berk ve Anıl'ın doğum günü kutlamasını birlikte yapmak istemişlerdi ve bu yıl ev sahipliği yapma sırası Cem ve Hande'deydi.
Bahçeye iki büyük masa kurulmuş, ev ahalisi anca sığmıştı.
Tayfanın birinci grup çocukları Cenk ve Naz'ın ikizleri, Tufan ve Nazan'ın kızı, Ali ve Nihal'in kızları, Aras ve Zeynep'in oğlu olmuştu.
Birkaç sene geçmeden aileye aynı yıl içerisinde Anıl ve Bahar'ın oğlu küçük Cem, Mert'in oğlu küçük Ahmet, Tufan'ın oğlu küçük Erdem, Aras'ın ikinci oğlu küçük Hakan ve Ceren'in oğlu Alp ile, dedelerinin isimlerini gururla taşıyan küçük adamlar katılmıştı.
Cem ve arkadaşları, isimlerini taşıyan küçük bedenleri kucaklarından indirmiyor, birbirlerine hava atıyorlardı.
Anıl ve Aras, pastanın üzerindeki mumları üfledikten sonra birbirlerine sarıldılar.
İlk dilimleri eşlerine yedirirken, aralarına onları kıskanan küçük bedenler girmişti.Aras büyük oğlunu kucaklayıp, kendine sarılmasına izin verirken, küçük Hakan annesine yapışık halde duruyor, babasına gitme eyleminde bulunmuyordu.
Berke ne kadar babasına düşkünse, Hakan da o kadar anneciydi. Aras bazen Zeynep'i ondan kıskansa da, Zeynep halinden memnundu.
Anıl etrafındaki kalabalığı umursamadan, kendine aşkla bakıp 'doğum günün kutlu olsun' diyen bahar gözlü karısına sarılıp alnından öptü.
"Nice mutlu yıllara hep birlikte Bahar gözlüm, iyi ki varsın güzel karım" diyerek, Hande hanımın kucağında kıskançlıkla kendini izleyen oğluna gülümsedi.
Mert o sırada, masanın üzerinden elini okşadığı Aybüke'ye gülümseyip,
"Ben doğum günümde bu kadar şaşalı bişey istemiyorum ona göre, sen olsan yeter bana" dediğinde Aybüke,
"Sen ve oğlum diyecektin sanırım" derken Mert yaramaz bir edayla göz kırptı ona,
"Bir geceliğine annemle babamın arasında yatsa sorun olmaz bence. Haytanın yüzünden aynı evin içinde köşe kapmaca oynuyoruz seninle" diyerek oğullarının uykusuz olduğunu hatırlattı. Genç kadın eşinin ne demek istediğini anlarken gülerek başını salladı,
"Madem baş başa bişeyler istiyorsun, merak etme güzel bir sürpriz hazırlarım sana" dedi.Nazan zaptetmekte zorlandığı oğlunu yakalamaya çalışırken, birine çarptığı anda başını kaldırıp, tutunduğu iri gövdeye baktı. Tufan onun şaşkın haline gülerken
"Ne yaparsan yap, yolun bana çıkıyor değil mi güzellik?" derken Nazan onun hiç değişmeyen flörtöz hallerine güldü.
Onların romantik halleri,Ali'nin gözünden kaçmamıştı. Nihal'in kızlarına pasta yedirmesini izlerken yanlarına oturup, karısının kopyası kızının saçlarından öptü.
"Nihal'im, bana yok mu pasta?" diye sorarken genç kadın, kocasının yine kendine özel şımarık tonlamasına sevgiyle baktı. Pasta diliminden bir çatal alıp onun ağzına uzattı.
"Kızıyla çocuklukta yarışan bir baba" diyerek ona göz kırparken, aslında bu durumdan hiç de rahatsız değildi.
Biten gecenin ardından, evlerine dağılan kalabalıktan, geriye kimse kalmamıştı.
Cenk ve Naz asansöre binerken, yürüdüğü yerden uyuklayan çocuklarına baktılar. Annesine yaslanarak uykuya direnen Burak'ın tersine, Melek ayakta uyuyordu. Cenk kızına kıyamayıp kolayca kucakladı onu.
Çocukları yatırdıktan sonra kendi odalarına geçerken Cenk, aklına gelenle duraksayıp Naz'a döndü.
"Deniz gözlüm, ben haftasonu Yusuf ve Azra'yı yemeğe davet ettim ama, bir planın yoktu di mi? Fırsatım olmadı söylemeye" dediğinde Naz odaya doğru eşinin elinden tutarak ilerlemeye devam etti.
"Haberim var hayatım, gündüz Azra ile konuştuk biz" derken Cenk rahatladığını belli eden bir nefes aldı.
"Onlarla arayı sıkı tutalım, Kadir bana biraz evliliklerinden bahsetti, galiba bazı konularda desteğe ihtiyaçları varmış, ben Yusuf'la konuşurum, sen de Azra'yla" diyerek göz kırptı karısına Naz ona gülümseyip başını salladı.
"Herşeyden de haberimiz var bakıyorum" diyerek takıldı ona.
Ertesi gün misafirlerini ağırlamak için birlikte günü programlayıp dinlenmeye çekildiler...
🌾🌾🌾
(Bölümün devamı Yaban Çiçeği hikayemde)
🥰🥰🥰
Merhaba sevgili okurlarım, normalde böyle bir bölüm yazmak aklımda yoktu ama yeni hikayenin duyurusunu yapmak için bişeyler karaladım.
Yine yeniden Adana temalı bir kurgu yazıyorum ve Cenk ve Naz'ı da kitaba konuk etmeyi düşünüyorum ara sıra.
Yeni baş rollerim Yusuf ve Azra'yı da seveceğinizi düşünerek buraya tanıtımını koyuyorum. Yakında paylaşacağım inşallah.
Görüşünceye dek şimdilik hoşçakalın... 😉
🥀Yaban çiçeği🥀(tanıtım)
"Bu bir zengin oğlan fakir kız hikayesi değil, mafya ve masum kız hikayesi değil, berdel yada töre hiç değil...
Bu hikaye, çevremde olup bitenlerle, hayal dünyamın harmanlanmış hali, aynı zamanda güzel Çukurova'mı da anlatmak istediğim sıcak bir aile hikayesi...
İlk aşkın acı yıkımından sonra kalbini kapatmış,
Kucağında minicik bir bebekle, yarım kalan sevdasıyla kalakalmıştı adam...
Yusuf...
Ve onların hayatına sihirli bir değnek gibi dokunacak olan güzel Azra... "
❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ DOSTLUK
Ficção AdolescenteBirbirleriyle iç içe büyüyen, beş ailenin çocukları... Dostlukları bozulmasın diye, bir yemin atarsa ortaya, kim daha uzun süre sadık kalabilir ki bu yemine?... Gönlüne söz geçiremeyenler mesela... Ne kadar tutabilir içinde? Dostluğun, kardeşliğin...