1 ay sonra...
Aras Berk yatağına uzandığında, yorgunluktan bitap düşmüştü. Şu bir ayda bikaç kilo zayıflamıştı ve sevdiklerine duyduğu özlem ise, hat safhadaydı.
Bir ay önce, evlerinin önünde jandarmaları görünce, şaşkınca bakıp, neden geldiklerini söylemişti, ve ona asker kaçağı demişlerdi. Bu düşünceyle güldü.
Vatan borcunu ödeyeceğini her zaman hesaba katan bi insan, nasıl asker kaçağı olabilirdi ki?
Sadece zamanlama yanlıştı. Jandarmaların geldiği gün, karakola gidip herşeyi anlamıştı.Aras Berk ve Anıl açık öğretimden ikinci bir bölüm okuyorlardı ve Aras, Zeynep'in durumundan dolayı okulu dondurmuştu. Bu yüzden askerlik, tamamen aklından çıkmıştı. Şimdi düşününce, jandarmalar geç bile kalmıştı onu götürmek için...
Zeynep'le de kırgın ayrılmışlardı. O gün ufak da olsa, bir tartışma yaşanmıştı aralarında, ve giderken ne kadar sımsıkı sarılsalar da birbirlerine, aralarında mesafe var gibiydi.
Aras Berk korkuyordu, yokluğunda Zeynep'in bi delilik yapmasından çok endişe ediyordu. Onu öyle bi özlemişti ki, kalbinde bir ağırlık hissediyordu.
Şimdi Adana'dan kilometrelerce uzaklıkta, Trabzon'un Adana'ya ters serin havasında sevdiklerini düşünüyordu.
O sırada şu bir ayda kardeş gibi olduğu arkadaşı Akın geldi."Hayırdır Adanalı, pek bir keyifsiz göründün gözüme" diyip yan taraftaki ranzaya uzandı. Aras Berk gülümsedi.
"Aklım sevdiğimde kaldı be Akın, içim hiç rahat değil. Zeynep çok hasta ve her durumda bana tutunurdu. Onu yalnız bıraktığımdan beri, gözüme adam gibi uyku bile girmiyor" dediğinde Akın gülümsedi,
"Zeynep ha" derken Aras soran gözlerle ona baktı, Akın onun şaşıran haline güldü,
"Benimkinin adı da Zeynep, de ondan öyle dedim Aras kardeş. Ama biz daha nişanlı bile değiliz. Ben askere gelmeden önce açıldım ona, eğer ikimiz için bir umut varsa beni bekle dedim. Öyle güzel güldü ki gözleri, seni bekleyeceğim dedi. O da benim gözümde tütüyor Aras kardeş" dediğinde çok duygulu çıkmıştı sesi.
Sonra başladı "Zeynep'im" türküsünü söylemeye. Aras Berk onu dinlerken gözünde canlandı Zeynep'i.
Güzel gülüşleri, çekinmeden söylediği romantik sözleri, hem utanıp hemde davet eden tavırları...
Bir an önce dağıtım izni için dua etmeye başladı. Bikaç gün de olsa onu görmeyi, ve gelmeden önce aralarında oluşan sebepsiz mesafeyi bitirmeyi istiyordu...
Zeynep'in de Aras Berk'ten farkı yoktu. Herşey bi anda olmuş, ve Aras aniden gitmek zorunda kalmıştı.
Ona gitmeden önce çok tavırlı davranmıştı ve bunun için vicdanı sızlıyordu. Telefonundaki fotoğraflara bakıp iç geçirdi.
Şimdi kendinden kilometrelerce uzaktaki bu adamı deli gibi özlemişti.
Düşüncelerinden çalan kapıyla ayrıldı. Bugün Ayişa ablası ve kardeşi kendilerine oturmaya geleceklerdi.
Aras Berk'in yokluğunda Furkanla ilgilenmek ilaç gibi gelmişti ona. Annesi ve Ayişa da iyi anlaşmışlardı.
Kapıyı açtığında Furkan koşarak kendine sarıldı,
"Abyaa seni özyediim" derken küçücük elleriyle sarılıyordu Zeynep'e.Zeynep biraz oyuncak biraz çikolata sayesinde, Furkan'ı kendinde kısa sürede bağlamıştı. Kardeşiyle sarıldıktan sonra Ayişa hanıma da gülümseyip,
"Hoşgeldin Ayişa abla" diyip kucaklaştı. Lara hanım da gülümseyerek karşıladı onları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ DOSTLUK
Novela JuvenilBirbirleriyle iç içe büyüyen, beş ailenin çocukları... Dostlukları bozulmasın diye, bir yemin atarsa ortaya, kim daha uzun süre sadık kalabilir ki bu yemine?... Gönlüne söz geçiremeyenler mesela... Ne kadar tutabilir içinde? Dostluğun, kardeşliğin...