Ertesi sabah, güne huzurlu bir ruh halinde başlamıştı Naz. Ailesine kahvaltı hazırlamak için alt kata indi, ama her zamanki gibi annesi mutfağa girmişti bile."Günaydın annecim, ben de bugün size kahvaltı hazırlayıp, sürpriz yapacaktım güya, her zamanki gibi sen, herkesten önce kalkmışsın" diyerek yanına gitti.
Hande gülümseyip kızının saçlarını okşadı."Evlendikten sonra, illa ki ilk uyanan sen olacaksın Naz. Şimdi ne kadar istesen de, annenin senden önce uyanacağını bildiğinin rahatlığı var üzerinde" derken masaya kahvaltılıkları diziyordu.
Naz gülümseyip annesine yardım etti. Annesi hep haklıydı zaten.
Hande bişey hatırlamışça kızına baktı.
"Bu arada öğle yemeğine çok önemli bir misafirimiz var." dediğinde Naz merakla annesine baktı
"Anıl meşhur Alya'sını tanıştırmaya getirecek" dedi. Naz duyduklarına çok mutlu olmuştu. Kardeşi büyümüş de kendine eş mi bulmuştu?
"Hemen görümce moduna girmem gerek anne. Kaynana olacaksın sen de ona göre davran" derken ikisi de kıkırdamaya başladı.
O sırada Anıl ve Cem de kapıya yaslanmış, evin neşelerine bakıyordu.
Naz arkasını döndüğünde, kendilerini izleyen yakışıklı adamları farketti. Anıl'ın yanağına öpücük bırakıp sarılırken,
"Demek bugün gelin adayımız geliyor ha" diyince, Anıl utangaç bir gülümseme sundu.
"Bak abla, klasik görümce gibi iğneleyici konuşursan kötü olur" dediğinde Naz şoka girmişti.
"Daha evlenmeden hanımcı oldun ha, aşk olsun." diyerek yalandan küsmüş gibi yaptı.
Kahvaltıdan sonra, Cem ve Anıl işe gitmişti ve Naz annesine yemek hazırlığında yardım etti.
İşleri bitince bir duş alıp, saçlarını taramaya başladı. O sırada telefonu eline aldığında, Cenk'ten ne bir arama ne de mesaj vardı. Biraz bozulsa da, çocukluk edecek değildi. O yüzden nişanlısını kendi aradı.
"Efendim?" diye telefonu açan Cenk, Naz'ı şaşırtmıştı. Genelde deniz gözlüm diyen adam nerdeydi?
"Pardon? Efendin kim Cenk bey? Deniz gözlüm diyecektin herhalde" dediğinde, kendinden çok Zeynep gibi davranmıştı ama, arada başkaları gibi davranmaktan zarar gelmezdi.
Cenk kahkahasını tutamamıştı Naz'ın tepkisiyle.
"Efendim de sensin, deniz gözlüm de sensin, kalbimin sahibi de sensin hayatımın sahibi de... Nasılsın güzelim?" dediğinde, Naz onun romantik sözlerinden fazlasıyla etkilenmişti.
"İyiyim, sen nasılsın? Bu saate kadar sesin soluğun çıkmadı merak ettim" derken, Cenk onun kendini düşünüyor olmasına çok mutlu olmuştu.
"Dün gece yorulmuşsundur, dinlen diye aramadım canım. Ne de olsa bugün senin tatil günün" dedi. Naz yine onun bu düşünceli tavrına şaşırmıştı.
"Çok düşüncelisin" dediğinde Cenk in gülümsediğini tahmin ediyordu.
"Öğle yemeğini birlikte yiyelim mi? Hem seni görmüş olurum" diye bir teklif sundu Cenk, ama Naz ona, bugünkü misafirden bahsedip, istemeyerek teklifini kabul edemedi. Cenk az da olsa onu görmek istemişti ama, demek mümkün değildi.
"Tamam deniz gözlüm, o zaman akşam eve gelirken, ararım seni, kapıya çıkarsın ayak üstü de olsa biraz sohbet ederiz olur mu?" dedi. Naz,
"İşte bu olur. Görüşürüz" diyip kapatacakken Cenk,
"Görüşürüz deniz gözlüm. Seni seviyorum" dediğinde kısa bir süre sessiz kalan Na,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ DOSTLUK
Teen FictionBirbirleriyle iç içe büyüyen, beş ailenin çocukları... Dostlukları bozulmasın diye, bir yemin atarsa ortaya, kim daha uzun süre sadık kalabilir ki bu yemine?... Gönlüne söz geçiremeyenler mesela... Ne kadar tutabilir içinde? Dostluğun, kardeşliğin...