giriş

6.3K 172 28
                                    


Herkese tekrar merhaba...

Asla kopamadığım ilk iki hikayemin karakterlerinin çocuklarının da hikayesini yazmak istedim ve ilk defa bu kadar kalabalık bir kadroyla yazacağım.

İçinize sineceğini düşünüyorum. Ben çok severek ve yaşayarak yazdım.

Keyif almanız dileğimle, yorum ve oylarınızı bekliyorum :)








                 #ZORAKİ DOSTLUK#

Genç kızın gözleri korkuyla etrafa baktığında, kendini bildi bileli, koruması olmaya yemin etmiş gibi, her zor durumda yanında olan, esmer delikanlıyı görmüştü.

Sevdiği kıza laf atan, iki serseriyi pataklaması uzun sürmeyen Cenk, iki aptalı da postaladıktan sonra, masum bakışlı sevdiğine döndü.

"İyi misin deniz gözlü?" diyerek yanına yaklaştığında, Naz elini tutmasına fırsat vermeden hızla ayağa kalktı.

"İyiyim Cenk, benim bir adım var. Hatırladığında unutmamak için bir kenara yaz bence." diyip yürümeye başladı.

"Bişey değil." dediğinde adımları duraksayıp, suçlu bir çocuk gibi genç adama döndü Naz.

"Şey... Teşekkür ederim. Ama ben şiddete her zaman karşıyım biliyorsun."

"Ben değilim deniz gözlü, hele ki seni rahatsız eden, o insan kılıklı mahluklar söz konusu olunca, tamamen şiddet yanlısıyım."

Cenk'in cevabıyla göz devirmekten kendini alamadı Naz. Neden şaşırtmıyordu bu erkek milleti?

"İyi o zaman aferin sana" diye imalı imalı konuşup yürümeye devam etti.

Genç adam, bu aksi kızın peşinden gülümseyerek baktı ve motoruna bindi.

"Okula mı gideceksin? Gel bırakayım seni gideceğin yere" dediğinde Naz yeniden dıraksadı ve ters bir bakış atıp,

"Evet Cenk, okula gideceğim ama, o ölüm makinesine binip, kendimi riske atmayacağımı biliyorsun." dedi.

Aslında o güvenliği sıfır olan araca binmemesinin asıl amacı, düşmekten korkup ona sarılmak zorunda kalacağını düşünmesiydi.

Cenk ise Naz'ın düşüncelerini az çok tahmin edebildiğinde mahçupça bakıp,

"Bu bir ölüm makinesi değil hanımefendi. Neyse seninle bilmem kaç milyonuncu kez bunu tartışmayacağım, hadi gel seni şurdan bir taksiye bindireyim, ben sonra motoru gelir alırım." diyip motorundan indi.

Caddeye kadar sessizce birlikte yürüdüler. Taksi geldiğinde Naz, genç adama döndü.

"Cenk... Bugün iyi ki oradaydın, hoşça kal." dedi ve el sallayıp taksiye bindi.

Cenk ise yüzünde aptal bir gülüşle baktı kıza... Tesadüf sanıyordu Naz... Ama değildi. Hastalıklı bir aşık gibi, takip etmişti kızı.

Her ne kadar takip ettiği işe yarasa da, bu yaptığı doğru değildi... Kendine bir çeki vermeliydi artık..

***


"Gitmesen olmaz mı Aras Berk?"

Aras Berk bavulunu hazırlarken, herkesi yanından göndermiş olsa da, inatla başında bekleyen küçük cadıya söz geçirememişti.

"Gitmem gerek Zeyno, ilkokula gider gibi üniversite okuyacak halim yok ya" diyerek ona gülümsedi, ancak kendi içinden de gözyaşı akıtıyordu.

Çünkü o da buradaki herkesi çok özleyeceğini biliyordu.

"Tamam Adana'da olman şart değil ama neden yurt dışı? Bari yakın bir şehir olsaydı ara sıra birbirimizi görürdük. Hem-" derken Aras Berk, elindeki işi bırakıp, iki adımda kızın yanına geldi ve onu çekip sarıldı,

"Yeter artık Zeynep. Yapma. Gitmem gerekiyor. Büyüyünce anlayacaksın neden gittiğimi. " dediğinde Zeynep hırçın bir edayla başını kaldırıp,

"Küçük değilim ben, 15 yaşındayım!" diye cırladı. Aras Berk sıkıntılı ifadesine rağmen, kocaman bir kahkaha patlattı.

"Evet Zeyno, bu cümlen ne kadar olgun olduğunu gösteriyor." diyip saçlarını karıştırdı.

"Deme öyle Aras ya..." derken, boğazından bir hıçkırık kopup, ağlamaya başladı.

Aras Berk, onun neden bu kadar üzüldüğüne anlam veremese de, kızın narin yüzünü ellerinin arasına alıp göz yaşlarını sildi.

"Üzülme bu kadar. Hem ben gitsem bile diğer herkes burada, yalnız değilsin ki."

'Dünya yanımda olsa bile, sen yoksan ben yalnızım.' diye düşündü içinden Zeynep.

Yine de, ağlamaktan kızaran gözlerine, sahte bir gülümseme yerleştirip, Aras'ın içi rahat gitmesi için, duygularını kalbinde sakladı.

***

Havaalanına kalabalık bir grup olarak gitmek istemeyen Aras Berk, yanında sadece Anıl olsun istemişti, ama diğerlerinin onu yalnız bırakmaya niyeti yoktu.

Herkesle vedalaştıktan sonra Zeynep'e abi şefkatiyle sarılıp,

"Abilerine ve ablalarına emanetsin. Herşeyden önce Allah'a tabi" dedi.

Zeynep dolu dolu gözlerini silip gülümsedi ona.

"Güle güle Aras, seni çok özleyeceğim..." diyerek sıkıca sarıldı.

Zeynep Aras Berk'in uzaklaşan arabasının ardından sessizce ağlarken yorgun bedeni bu ayrılıkla yere yığılıp kaldı. ...


🌾🌾🌾

ZORAKİ DOSTLUK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin