11.bölüm

1.7K 132 30
                                    

Naz'ın söylediklerinden sonra, kulakları uğuldamaya başlamıştı Zeynep'in.

Annesi dolan gözlerini saklamak için, yüzünü elleriyle kapatırken, babası gözlerini bir noktaya dikmiş, başı ellerinin arasında suspus olmuştu.

Tufan elindeki tahlil sonuçlarını buruşturup yere atarken, her an bir sinir krizi geçirecek gibiydi.

"Naz bana olumlu bişey söyle, raporlar karışmış de, Zeynep iyi de herşey geçecek de" diye gittikçe yükselen bi ses tonuyla konuşurken, Naz ağlamaya başlamıştı. Cenk, Tufan'ın omzuna elini koyup,

"Kardeşim bi sakin ol, bak Zeynep daha kötü oluyor böyle" dediğinde Tufan, küçük kız çocuğu gibi, gözlerine bakan kardeşine baktı.

Genç kızın dolan gözlerinden bir damla yaş firar ederken, Tufan kardeşinin yanına gidip o gözyaşını sildi.

Yüzünü ellerinin arasına alıp, yanağını ve saçlarını okşadı. Kollarını omzuna dolayıp onu göğsüne bastırırken,

"Üzülme abisinin kıymetlisi, Allah'ın izniyle geçecek, iyi olacaksın. Umut her zaman vardır" derken, Zeynep'in kendine sarılan kolları gevşediğinde, bayıldığını anlayıp, genç kız yere yığılmadan onu kucakladı.

***

Zeynep hastane odasında gözlerini açtığında, olayların gerçekliği yüzüne tokat gibi çarpmıştı.

Doğrulmak istediğinde, koluna bağlanan serumun hortumu, buna engel oldu. O sırada, kapıdaki karaltıya baktığında, içinin ezildiğini hissetti.

Aras Berk kapıda, dolu dolu gözleriyle kendine bakıyordu.

Ona elini uzatarak gel diye işaret etti. Genç adam, bu halde bile gülümsemeye çalışan kızın, gözlerindeki acıyı görebiliyordu.

Yavaşça Zeynep'in yanına oturup, ellerini avuçlarının arasına aldı. Gözünden akan bir damla yaşı silip, sözlüsünün gözlerine baktı.

"İyi olacaksın meleğim, benim için iyi olacaksın. Tamam mı?" dediğinde, Zeynep küçük bir çocuk gibi, iç çekip ağlamaya başladı.

"Ya yapamazsam Aras, ya başaramazsam... " derken, Aras Berk de onunla birlikte ağlamaya başladı.

"Ölmeyeceksin güzelim, Allah'ın izniyle geçecek hepsi. Ben hep yanında olacağım.
Sen sadece iyi olmaya bak, benim için, annen, baban, abin için... Büyük kocaman mutlu ailemiz, ve ilerde ikimizin kuracağı küçük ailemiz için." derken Zeynep hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ediyordu.

"Nasıl peki?" derken çocuksu bakışlarını sevdiği adama gönderdi.

"Bilmiyorum ama, doktorunla konuşup hemen tedaviye başlayalım. Herşeyin bir çaresi vardır di mi?" diyerek gülümsemeye çalıştı.

Zeynep, Aras Berk'in gözlerine bakarken,

"Biliyor musun?
Eğer şimdi, böyle gözlerimin içine bakıp, benden beklentiye giren bir sözlüm olmasaydı, yaşamak için ufacık bi çabam olmazdı Aras. Her an, ne zaman öleceğimi düşüneceğime bir kere öl-" derken, Aras elini kızın dudaklarına koyup susturdu.

Ölüm kelimesini, bu hayat dolu kızdan duymak istemiyordu.

"Sakın böyle şeyler düşünme Zeyno, sen benim değerlimsin..." dediğinde Zeynep acıyla gülümsedi.

"Belki şimdi ne yeri, ne de zamanı değil ama... Beni sevdiğini ilk ne zaman anladın?"

Aras Berk onun dikkatini dağıtabildiği için sevinmişti. Gülümseyip kızın saçlarını okşadı.

ZORAKİ DOSTLUK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin