Bölüm 7

14.6K 1.4K 520
                                    

(Kim Danbi)

Her sabah veliaht prens ve prensesin kendilerine ayrılan bahçede beraber yürüyüş yapmak için buluşmak zorunda oldukları nedimem tarafından bildirildiğinde yüzümdeki gülümseyişe engel olamadan hazırlanmaya koyulmuştum. Mavi üzeri pembe çiçek desenleriyle süslenmiş hanbokumu kimsenin yardımı olmadan giyinsem de saçlarımı yapmak için bekleyen nedimelere söz geçirememiştim. Şilla Hanedanlığı'nın prensesi olduğum zamanlarda da kimseden kişisel bakımım konusunda yardım almıyordum. Bu tür şeylerle kendim uğraşmayı sevdiğimden şu an içinde bulunduğum durum beni huzursuz ediyordu. Burada bulunduğum ilk gün olduğundan ve beni sırf aksilik, şımarıklık olsun diye bu tür davranışlarda bulunduğumu düşünmelerini istemediğimden buna karşı çıkmamıştım.

Saçlarıma iliştirilen pembe incilerle çiçek deseni oluşturan tokalarıma beğeniyle baktığımda nedimelerden bir diğeri yüzümü renklendirmek adına yanaklarıma pembemsi boyadan dokundurmuş ardından dudaklarımı renklendirmişti. En sonunda hazır olduğuma nedimelerim karar verdiğinde ben de aynada kendime beğendiğimi belirten bakışlar attım.

Hanbokumun eteklerinden tutup ''Saklı Bahçe'' adı verilen yere geldiğimde veliaht prensi görmek üzere olduğumdan kalp atışlarım beni şaşırtmayıp ritmini hızlandırdı. Dün gece beni bir başıma bıraktığı gerçeğini, sırf onu görecek olmamın mutluluğuyla tamamen aklımdan çıkarıp, çeşitli çiçekler ve bitkilerle süslü bahçenin kumdan yapılma yolunda ilerlemeye koyuldum.

Kısa bir yürüyüşün ardından arkası bana dönük olan veliahtı görmemle birlikte duraksadım. İlk olarak ne söylemem gerektiği hakkında düşünürken bana doğru dönmesiyle birlikte bakışlarım onun bakışlarını buldu.

''Buranın iki yıl önce düzenlenmesi konusunda fazlasıyla emeğim var. Bahçeyi beğendiniz mi prenses?''

Taehyung'un sorusuna karşılık gülümseyerek başımı sallayıp usulca onayladım. Ardından kelimelerin düğümlendiği boğazımı rahatlatmak adına yutkundum. Heyecandan hiçbir şekilde konuşamayacakmış gibi hissetsem de sonunda cümle kurabilmeyi başardığımda derin bir soluk verdim.

''Oldukça renkli ve iç açıcı görünüyor. Fakat böyle güzel bir bahçede hiçbir hayvanın olmaması çok üzücü. Etrafta koşturan minik bir köpek hiç fena olmazdı mesela.''

Taehyung kaşlarını havalandırarak şaşkın bir ifadeye büründü ardından duruşunu dikleştirerek usulca başını salladı. Bu fikrimi beğendiği anlamına mı geliyordu?

''Hayvanları seviyor olmanıza şaşırdım doğrusu.''

''Niçin?'' diye sorduğumda yürümeye koyulduğunda geride kalmamak adına hızlı birkaç adım atarak ardına takıldım. Birkaç saniye içinde yanındaki yerimi almayı başardım.

''Bir prensesin koşan bir köpeğin ardına takıldığını daha önce hiç görmedim bir istisna dışında. Kız kardeşim Bong Cha da hayvanlarla fazlasıyla haşır neşir bir durumda fakat bu yüzden azar işitmediği bir gün olmadığını da belirtmek isterim.''

Bong Cha ile tanışma fırsatımın hiç olmadığını düşünerek meraklansam da gülümseyerek aklıma gelen ilk şeyi sordum.

''Saklı bahçeye bir başkası girebiliyor mu?''

Taehyung neden bu soruyu sorduğumu anlamak ister gibi baksa da kısa süreli bir duraksamanın ardından cevap verdi.

''Kral ve kraliçe de bir zamanlar yürüyüş yapmak için bahçeyi kullanıyorlardı. Fakat son zamanlarda yürüyecek gücü kendisinde bulamadığından buraya uğramıyor. Yalnızca saraydaki eşler için ayrılmış bir yer olduğunu da düşünürsek buraya sizin ve benim dışımda kimse giremez.''

Prince of Goryeo ❧ VHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin