(Taehyung)
Danbi'ye olan hislerim beni her an ona koşmama zorlasa da Ok Mi konusunda henüz bir çözüme ulaşamadığımdan kendime engel olamaya çalışıyordum. İkisini de üzmeden bir çıkar yolu bulmak istesem de bunun mümkün olmadığının farkındaydım. Ok Mi saraya geleli daha birkaç gün olmuşken ona Danbi'den hoşlandığımı söyleyemeyeceğimi biliyordum. Bu muhtemelen onun için hayal kırıklığına sebep olacaktı. Öte yandan Danbi'yi çok üzdüğümü ve benim yüzümden kendini mutsuz hissettiğinin de farkındaydım. Çıkmazda olmanın tedirginliğini her anlamda iliklerime kadar hissediyordum.
Derin bir nefes alarak bir türlü odaklanamadığım belgeleri bir kenara bırakıp hava almak için dışarıya çıkmaya karar verdim. Uzun dar koridoru aşarken kalbim prensesin odasına uğramamı söylese de mantığımı dinleyerek yürümeye devam ettim. Bir sonuca varmadan ona karşı duygularımı ifade edemezdim.
Birkaç adım sonrasında saray hekimiyle karşılaşmam üzerine saygıyla selam verip karşımda durmasını bekledim.
''Veliaht prensesin yanından mı geliyorsunuz?'' diye sordum.
''Veliaht prensesimizin sağlık durumunu kontrol etmek için geldim fakat odasında değillerdi efendim.''
Saray hekiminin söyledikleri üzerine gidebileceğini buyurduğumda bu saatte nerede olabileceği fikri beni fazlasıyla rahatsız etmiş ve bahçeye yönelmiştim. Adımlarımı hızlandırarak yürümeye devam ettiğimde karşıdan Danbi'nin yavaş adımlar eşliğinde bulunduğum yere doğru geldiğini fark etmemle birlikte duraksadım. Bana gelmesini beklemeyerek hızlı adımlarla yanına ulaştığımda bakışlarının beni bulmasıyla yüz ifadesinin ciddileşmesi bir oldu.
''Nerelerdeydin?'' diye sorduğumda bakışlarını devirerek cevap verdi.
''Size hesap vermem gerektiğini sanmıyorum.''
Bir başkasının vereceği bu tepki karşısında en ağır cezalardan ceza beğenmesini isteyebilirdim. Fakat Danbi'ye kızamıyordum bile.
''Merak ettim seni.'' diyerek bir cevap vermesini beklediğimde yüz ifadesi sinirli bir hal aldı.
''Beni merak etmeniz için bir sebep yok, merak duygularınızı cariyenizin nerede olduğuna harcayın.''
Çekip gitmeyi alışkanlık haline getiren Danbi'nin kolundan yakalayıp karşısına geçtim.
''Nereye gittiğini sanıyorsun, bana yardım etmen gerekiyor.''
Kaşlarını havalandırıp bakışlarını merakla bana doğrulttuğunda gülümsememek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Madem kendi rızasıyla yanımda kalmayı kabullenmiyordu bu durumda onu yanımda kalmaya zorlayacaktım.
''Hangi konuda? Yine cariyenizle mutluluk planlarınızı anlatıp yardım mı isteyeceksiniz?''
Gerçekten her konuyu dolandırıp nasıl buraya getirdiğini anlamıyordum fakat bu konuda oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirdim.
''Ülkenin veliaht prensesi olarak çalışmaların oldukça zayıf kalıyor prensesim.'' dediğimde sorgulayan bakışlar atmaya devam etti.
''Yetiştiremediğim belgeler için yardımın gerekiyor.'' dediğimde tam olarak lafı getirmem gereken yerde bıraktım. Böylece bütün gece yanımda kalmasını sağlayabilirdim.
''Bir veliaht prensesin görevleri arasında bu yok. Üzgünüm ama yardım edemem.''
''Eşitliği savunduğunu sanıyordum prensesim, görüşlerinle çelişiyorsun.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince of Goryeo ❧ V
Fanfiction''Veliaht prens ile evlenmek istiyor musun gerçekten?'' Bana sorulan soru üzerine herkesin bakışları bana kaymıştı. Nedense bütün benliğim bu soruya evet demem gerektiğini söylüyordu. Belki de çok büyük bir yanlış yapacaktım ama bundan kesinlikle ha...