(Taehyung)
Danbi'nin sakinleştirici bitkilerle zorlukla uyutulduğu günlerden birine daha gözümü açtım. Yanımda uyuyan güzelliği bir müddet izlemek istiyordum. Elimi usulca yanağına götürdüğümde baş parmağımı göz altında yer edinen morlukların üzerinde gezdirirken iç geçirdim. Danbi'nin ablası Yong Shin'in ölümünün üzerinden yalnızca bir hafta kadar kısa bir süre geçmişti.
İlk kar yağdığında Danbi'nin beraber mutlu bir gün geçirmek istediği aklımın bir köşesinde yer edindiğinden kar yağışını hissettiğim ilk anda saraya gelmiştim fakat Danbi'yi bıraktığım yerde bulamamam üzerine onu aramak için başlattığım seferberlik tapınaklarda son bulmuştu. Bu sırada peşimize takılan Yong Shin'i gelmemesi konusunda uyarsam da dinletememiştim o an neden veliahtlık görevimi yapmayıp emir vermediğim konusunda kendime kızıp duruyordum. Yağan ilk kar , Yong Shin'in kalbine gelen oktan sızan kana bulanmış, Danbi'nin kalbinde ise derin bir yara açılmasına sebep olmuştu.
Günlerdir zorluklarla uyuttuğum Danbi'nin yanağına bir öpücük kondurarak yataktan doğrulduğumda ise yapmam gerekenleri düşünerek derin bir nefes aldım.
Jung İn ve Ok Mi'nin hain olduğunun duyurulması ile birlikte ikisi de zindanda hapsedilirken ailelerinin de yakalanıp saraya getirilmesi uzun sürmemişti. Bu süreçte Jung İn ve Ok Mi'yi sorgulayacak kişinin ben olmam konusunda ısrarcı davranmıştım ve sorgulanacakları gün tam da bugüne tekabül ediyordu. Ok Mi'nin bir ailesi olmadığı bilgisi verilmişti. Jung İn için aynı durum söz konusu değildi. Ailesindeki eski bakan ve karısı yakalanırken herkes Dong Sun ve Ji Eun'un da yakalanması için seferber olmuştu ve asıl sorun da burada başlıyordu. Dong Sun'u Jimin güvenli bir şekilde saraydan uzaklaştırıp benim belirlediğim bir yere yerleştirmişti. Burası insanların yoğun olmadığı küçük bir köydü ve Dong Sun bir süre orada saklanması konusunda uyarılmıştı. Bunun dışında Ji Eun'un, Jungkook ile kaçtığı haberi duyulduğunda hainlerin planının Jungkook'un tahta geçmesi olarak düşünüldüğünden ve bir hainin ailesine mensup birini Jungkook'un kaçırdığı gerçeğinden öne çıkılarak Jungkook'un yakalanması konusunda Majesteleri Kral kesin bir talimat vermişti. Bu yüzden de Jungkook'u saray muhafızlarından önce bulmak benim ilk görevimdi.
.....
Yapacağım sorgudan önce Majesteleri Kral ile görüşmek adına uzun dar koridorda ilerlerken Bakan Jung Hoseok elinde bulunan birkaç belge ile beni bekliyordu. Saygı ile selam vermesinin ardından elindeki belgeleri bana uzatarak konuşmaya başladı.
''Efendim Ok Mi hakkında yaptığımız bazı araştırmalara dayanarak birkaç bilgi vermek istiyorum.''
Onu onaylayarak başımı sallayıp anlatmasını bekledim.
''Ok Mi, eski bakanlardan Jong Dae'nin kızıymış fakat ailesinin yakalanma emri verilmesinin üzerine kaçırılıp bir erkek gibi büyütülmüş. Köylerden birinde kazara ölen bir ailenin kızı yerine geçirilmiş. Kayıtlarda bulunan bilgileri tamamen yanlış.''
''Pekala, gidebilirsin.''
Bakan Jung Hoseok'un söyledikleri üzerine bakışlarımı kıstım. Kaçırılan iki erkek çocuk muhabetinin nereden geldiğini şimdi anlayabiliyordum. Ok Mi belli bir yaşa gelene kadar herkes tarafından bir erkek kimliğinde yaşamış ardından ölen bir kızın kimlik bilgilerine bürünerek farklı bir kişilik kazanmıştı.
Gözlerimi devirerek Majestelerinin odasına ilerlediğimde muhafızların verdiği talimat üzerine içeri geçtim.
Majestelerini saygıyla selamlamamın ardından karşısına geçtim. Bitkin görüntüsü kaşlarımı çatmama sebep olsa da duruşumu dikleştirmeye özen gösterdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince of Goryeo ❧ V
Fanfiction''Veliaht prens ile evlenmek istiyor musun gerçekten?'' Bana sorulan soru üzerine herkesin bakışları bana kaymıştı. Nedense bütün benliğim bu soruya evet demem gerektiğini söylüyordu. Belki de çok büyük bir yanlış yapacaktım ama bundan kesinlikle ha...