(Taehyung)
Danbi'nin beni düşüncelere boğan itirafının ardından tam üç gün geçmişti. Bu süre içinde ne sabah yürüyüşü için Saklı Bahçe'ye gelmiş ne de odama gelmesini emrettiğim halde teşrif etmişti. Duygularının ne zaman başladığı ve nasıl geliştiği hakkında bir bilgim yoktu fakat bunun onu ne denli kırdığını tahmin etmek çok da zor değildi.
Ok Mi ile soylu sınıfına dahil olmadığından herhangi bir evlilik yapılması mümkün değildi ve cariyem olarak sarayda yer edinecekti. Onun için merkezi saraya en yakın konakta bir oda hazırlatmıştım. Danbi'nin itirafı üzerine bu kadar hızlı bir şekilde Ok Mi'nin saraya alınması taraftarı değilsem de herşeyi planladığımdan ve gerekli emirleri verdiğimden geri adım atmamıştım.
''Veliaht prensim, General Kim Seok Jin geldiler.''
Generalin içeri alınmasını emrettiğimde saygıyla eğilip beklediğim haberi verdi.
''Emrettiğiniz gibi cariyeniz saraya yerleştirildi efendim.''
''Tamam General çıkabilirsiniz.'' diyerek derin bir nefes aldım. Aylardır istediğim şey gerçekleşmesine rağmen hiçbir mutluluk hissiyatına kapılmamıştım. Beni tedirgin eden bu histen uzaklaşarak yerimden kalktım. Biraz hava almaya ve kafamı toplamaya ihtiyacım vardı.
....
Saklı Bahçe'ye neden geldiğim hakkında bir bilgim olmasa da iyi hissetmek için burayı tercih etmiştim. Kumlu yolda ilerleyerek az sonra gözüme ilişen Yeontan'ın sevimli bir şekilde yanıma gelmesi bugün ilk kez gülümsememe sebep oldu. Minik köpeği ilk defa kucağıma alma gereği duyarak taburelerin olduğu alana doğru yürüdüm.
Yeontan'ın beslenmesiyle ilgilenmesem de her gün sütünün yenilendiğini hasır çantadaki eşyaların yerlerinin değiştiğini fark ettiğimden benim olmadığım zaman dilimlerinde Danbi'nin buraya uğradığı bir gerçekti. Üstelik bugün yerde gördüğüm el yapımı bir bebek de muhtemelen Yeontan'ın oynaması için veliaht prenses tarafından buraya getirilmişti.
Yerdeki bezden bebeği alıp incelemeye başladığımda ancak Danbi'ye ait olacağını düşündüğüm minik incilerle bebeğin elbiseleri süslenmişti. Elimdeki bebeğe gülümsediğimi fark etmemle beraber yerine bırakıp Yeontan'ı da kucağımdan yavaşça indirdim.
.....
Günü nasıl geçireceğimi bilmeden bir süre gezinmeye devam ettiğimde kontrol etmem gereken günlük belgeleri gözden geçirmeyi planlayarak odama doğru adımlarımı hızlandırdım.
Veliaht prensesin odasının yakınlarından geçerken duyduklarım beni yerime sabitlerken istemeden yine bir konuşmaya daha dahil oldum.
Aralarından saray hizmetlilerinin ve nedimelerin olduğu bir grup dedikodusu belki ilgileneceğim son şey bile olmasa da Danbi'nin isminin geçmesi duraksamamın tek sebebi olmuştu.
''Veliaht prenses , saraya bir cariye geleceği için kendini odasına kapatmış olmalı.''
Bu duruma hayıflananların arasından birisi cevap verdiğinde sinirlerimin kontrolden çıktığını hissedebiliyordum.
''Öylesine güzel ki veliaht prensimizin nasıl ondan başkasına bakabildiğini aklım almıyor.''
Akıllarının almadığı her bir mesele hakkında konuşan herkesi o an cezalandırma niyetinde olsam da gözlerimi devirip ilerlemeye devam ettim.
Odamın önüne geldiğimde harem ağasına bakarak hızlıca aklımdan geçenleri bir çırpıda söyledim.
''Cariye Ok Mi'ye haber edilsin bu gece odama getirilmesini istiyorum.''
Harem ağası da emrime itaat etmesi gerektiği halde duraksadığında bütün sinirimi ondan çıkarmamak adına kendimi zor tutuyordum.
''Emredersiniz veliaht prensim.''
Benim isteklerimin saraydaki nedimeler ve hizmetliler tarafından yadırganmasını kendime yapılan bir saygısızlık olarak nitelendiriyordum. Bugün ilk kez gereksiz tepki ve duygularını göz ardı ettim. Fakat ikinci bir kez sarayda benim seçimlerime yapılacak en ufak bir dedikoduyu affetmeyecektim.
''Ayrıca saraydaki herkese duyurulsun. Benim seçimlerim hakkında tek kelime edeni duyarsam cezasını bizzat vereceğim.''
.....
Uzun süre uğraştığım belgelerden kafamı kaldırdığımda elimi alnıma dayayarak Danbi'nin bana tatlı getirdiği günün aklıma gelmesine sinirlenmiştim. Bugün gerekli gereksiz bütün meselelere neden bu kadar takıldığımı sorguluyor fakat bir cevap bulamıyordum.
''Veliaht prensim cariyeniz geldiler.''
İçeri alınmasını emrettiğim Ok Mi yüzünde kocaman bir gülümseyiş eşliğinde kırmızı hanbokuyla içeri girdiğinde beni selamlamasının ardından masanın karşısına geçti. Nedense bu masanın yakınlarında olmasını o an istemediğimi fark ettim.
''Burada rahat edemezsin kalkalım'' dediğimde masanın üzerinde bulunan içkiyi alarak beni durdurdu.
''Size içki ikram etmeme izin verin lütfen, veliaht prensim.''
Olduğum yerde kalmaya devam edip özenle doldurduğu içkiden yudumladım.
''Sonunda yanınızda olabilmek benim için büyük bir lütuf.''
Ok Mi'nin başını hafif yere eğerek söylediklerine karşılık gülümsedim.
''Senin için hazırlattığım odayı nasıl buldun?''
''Oldukça ferah yalnızca size daha yakın olabilmesini isterdim. Buraya kadar oldukça yol kat ettim.''
''Merkezi sarayda olmana imkan yok bunu biliyor olman lazım.''
Ok Mi usulca başını salladığında gülümseyerek yanıtladı.
''Benimki yalnızca bir temenni, burada olabilmek bile düşteymişim gibi hissettiriyor.''
Ok Mi'yi yanıtlamadan birkaç yudum daha aldığım içkiyi bir kenara bıraktım.
''Bana karşı hislerinizi nasıl tanımlardınız?''
Aniden sorduğum soru karşısında Ok Mi bir müddet düşündü. Ardından bakışları benimkilerle buluştuğunda Ok Mi yerinden kalkarak yanımdaki boşluğa oturdu.
''Sözcüklere dökmeyi tercih etmek yerine hissetmenizi sağlayabilirim.'' dediğinde bakışlarının dudaklarıma kaymasıyla birlikte gülümsedim. Bana doğru yaklaşmaya başlamasına yardımcı olmak adına yüzümü ona çevirip dudaklarına odaklandım. Bir süre sonra dudaklarımız buluştuğunda ise gözlerimi kapatma gereği duydum. O an Ok Mi'yi öptüğümü bilmeme rağmen zihnimde gördüğümün Danbi'nin dudakları olmasıyla birlikte ani bir hareketle gözlerimi açarak geri çekildim.
''Ne oldu? Bir yanlış mı yaptım?'' diye merakla soran Ok Mi'ye bakma gereği duymadan nefes alışverişlerimin düzene girmesini bekledim. Çıldırmış olmalıydım aylarca yanımda olmasını beklediğim kişi tam karşımda duruyorken kesinlikle çıldırmış olmalıydım.
Yerimden kalkıp odadan çıkmakta olduğumda ise hiç düşünmeden yanıtladım.
''Hava almaya çıkacağım, beni bekleme.''
Ben geldimmm :D
Kısa bir bölüm oldu fakat biraz geçiş bölümü olduğundan daha uzun yazamadım. Ayrıca Taehyung'un çelişkiye düştüğü bir bölüm olduğundan uzun tutamadım.
Keyifli okumalar dileyebilirim sanırım artık :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince of Goryeo ❧ V
Fanfiction''Veliaht prens ile evlenmek istiyor musun gerçekten?'' Bana sorulan soru üzerine herkesin bakışları bana kaymıştı. Nedense bütün benliğim bu soruya evet demem gerektiğini söylüyordu. Belki de çok büyük bir yanlış yapacaktım ama bundan kesinlikle ha...