(Taehyung)
Park Jimin'e Bong Cha ve Danbi'yi de alarak olduğum yere gelmelerini isteyeli yaklaşık yarım saat olmuştu. şimdiye kadar çoktan gelmeleri gerekirken oyalandıklarını farz ederek kötü bir ihtimale yormamaya çalışıyordum. Artık her şeyden şüphelenir durumdaydım ve bu paranoyadan bir türlü kurtulamıyordum. Sevdiklerimin başına bir şey gelmesi ihtimali bile beni çıldırtıyordu.
Derin bir nefes alarak şömineye birkaç parça daha odun attım. Hava artık iyice soğuduğundan dışarıda vakit geçirmek yerine ormanda kimsenin bilmediği bu eski yapıyı tercih etmiştim. Bong Cha ve Danbi hassas olduğundan bu karmaşada bir de hasta olmalarına izin veremezdim.
Karmaşaya değinmişken Danbi'nin fark ettiği sembol hakkında birkaç ufak çaplı araştırmada bulunmuştum ve basit bir sembol olmadığının daha şimdiden farkına varabiliyordum. Geçmişte yaşanmış büyük bir ayaklanmaya tanıklık getiren olay ile bağlantısını ise henüz anlayabilmiş değildim. Yalnızca o olayın ardından ayaklanmaya sebep olan herkesin öldürülmüş olduğunu biliyordum ya da bu sembol yeniden patlaklık verdiğine göre ben öyle sanıyordum.
Aklımdan geçen bin bir türlü düşüncenin ardından oldukça geç kaldıklarını düşündüğüm Jimin, Danbi ve Bong Cha yüzünden daha fazla endişemi bastıramayarak oturduğum yerden kalktım. Hızlı adımlarla kapıya ulaştığımda içeriye girmek için hazırlananları görünce gülümsememe engel olamadım.
''Nerede kaldınız?'' diye sorduğumda Danbi'nin arkasında duran Ji Eun ve Jungkook'u henüz fark edebilmiştim.
''Ji Eun'un çıkabilmesi için uğraşıyorduk.''
Kapının önünden çekilerek içeri geçmelerine müsaade ederken, attan henüz inmekte olan General Seok Jin ve diğer taraftan da Yong Shin gözüme takılan diğer bir ikili oldu.
Herkesin aynı anda saraydan kaybolması gözden kaçmazdı. Hangi akla hizmet ederek topluca firar edebiliyorlardı?
''Bütün sarayı toplayıp gelmişsin Jimin.''
İmalı bir şekilde konuşmama karşın Danbi elimden tutup ateşin önüne beni sürüklemeye başladı.
''Bakan Jung Hoseok birkaç saatliğine idare etmeye çalışacak. Hep beraber vakit geçirelim istedim.''
Her ne kadar bu durum hoşuma gitmese de Danbi'nin üstüne aksini söylemek istemiyordum.
....
Hepimiz ateşin karşısına dizilmiş sırayla oturuyorduk. General ve Yong Shin yan yana otururken birbirlerine olan bakışları dikkatimden kaçmıyordu. Ji Eun ve Jungkook da koyu bir sohbetin içinde gibiydiler. Bakışlarım Bong Cha ve Jimin'i bulduğunda ise Jimin'in göğsüne başını yaslamış kız kardeşim yüzünden gerildiğimi hissedebiliyordum.
Sahte bir öksürükle keskin bakışlarımı üzerlerine gönderdiğimde Bong Cha usulca Jimin'den biraz uzaklaştı.
Evli de olsa benim yanımda bu kadar yakın olmalarını istemiyordum.
''Kıskanç, ne olacak.''
Danbi'nin söylediklerine gülümseyerek ellerini birbirine sürtüp ısınmaya çalışmasına karşılık ellerini uzun parmaklarımın arasında hapsettim.
''Yaa Yong Shin sizin aranızda bir şeyler mi var?''
Sanırım benden sonra sıra Jimin'e gelmişti.
''Aralarında bir şey olması seni rahatsız eder miydi abi?''
Danbi'nin sorusuna karşılık Jimin önce Danbi'ye ardından Yong Shin'e döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince of Goryeo ❧ V
Fanfiction''Veliaht prens ile evlenmek istiyor musun gerçekten?'' Bana sorulan soru üzerine herkesin bakışları bana kaymıştı. Nedense bütün benliğim bu soruya evet demem gerektiğini söylüyordu. Belki de çok büyük bir yanlış yapacaktım ama bundan kesinlikle ha...