(Taehyung)
Gözlerimi Saklı Bahçe'de açtığımda Yeontan'ın yine kolumun üzerinde uyuyor olması karşısında gülümsedim. Burada Danbi ile uyanacağım günlerin gelmesini umut ederek yataktan doğrulduğumda dün onu son gördüğümdeki yüz ifadesi geldi aklıma. Benimle kalmasını istesem de ret edilmiştim.
Bir müddet haini bulmak adına neler yapacağımı gözden geçirip düşmanımla oynamaya karar vermiştim.
Belgeleri henüz kraliyet mühürü ile onaylamadığım için asıllarını Saklı Bahçe'de düzenleyip kopyalarını odamda bulunduracak ve fark etmemiş gibi davranmaya devam edecektim.
Yataktan doğrulup Sungkyunkwan'a gitmesi için General Seok Jin ile görüşmem gerektiğini düşünerek Saklı Bahçe'den ayrıldım.
Sungkyunkwan önemli bakan ve askerlerin yetiştirildiği yüksek okuldu. Bakan Park ve Bakan Jung ile birlikte General Seok Jin'in buradan seçtikleri güvenilir birkaç kişinin halkın arasına karışıp gizlice bilgi sağlamasını isteyecektim. Bu sayede çiftçilerin ürettikleri ürünlerin kimler tarafından ele geçirilip üzerinde hile yapıldığını öğrenebilirdim. Hainin ilk hamlesi oynadığı rakamlara göre sonuçlar çıkartmak olmalıydı, bunu da üretilen mahsuller üzerinde deneyecekti elbette.
Düşüncelerim eşliğinde eğitim alanına ulaşıp General'in çağırılmasını emretmemin ardından bakışlarım Yong Shin'den ayrılarak adımlarını hızlandıran Seok Jin'e kaydı. Bir süredir ikisini sürekli yan yana görüyor olmam aralarında bir şey olabileceği düşüncesine kapılmama sebep oluyordu.
''Beni emretmişsiniz veliaht prensim.''
General saygıyla selam verdikten sonra emirlerimi dinlemek için hazırda bekliyordu.
''Bakan Park ve Bakan Jung ile görüşüp birlikte Sungkyunkwan'a gitmenizi istiyorum. Burada halkın arasına karışabilecek yetenekli ve güvenilir öğrencilerden birkaçını bularak yarın için bir görüşme ayarlayın. Fakat bu durumdan kimsenin haberi olmamalı benimle görüşene kadar öğrencilere benden de bahsetmeyin.''
''Emredersiniz veliaht prensim.'' diyerek duraksayan General ardından devam etti.
''Bir sorun mu var efendim?'' diye sorduğunda başımı olumsuzca salladım.
''Merak etmeyin General yarın herkesle birlikte siz de öğreneceksiniz.''
Yeniden selam veren General'i ardımda bırakarak oradan ayrıldığımda veliaht prens konumumun zarar görmesinden kimin faydalanabileceğini düşünüyordum. Aklıma Prens Jungkook gelse de böyle bir şeyi yapmayacağını umuyordum. Her ne kadar annesi Kraliçe Kim Young yüzünden aramızda sorunlar olsa da çocukluğumu beraber geçirdiğim Jungkook'un affı olmayan yollar izlemesinin beni de üzeceğini biliyordum.
Derin bir nefes vererek yoluma devam ettiğimde Ok Mi'nin telaşlı bir şekilde yürüdüğünü fark etmemle duraksadım. Beni görmesiyle birlikte usul adımlar eşliğinde karşıma geçip selam vererek yüzüne bir gülümseyiş yerleştirdi.
''Veliaht prensim sizi görmek ne kadar güzel.''
Kurduğu cümleyle birlikte zoraki bir gülümseyiş sundum. Ok Mi'ye nasıl ona karşı hislerimde yanıldığımı söyleyebileceğimi bilmiyordum. Bu yüzden karşısında tek kelime edemeyecek kadar güçsüz hissediyordum.
''Ne yapıyorsunuz burada?'' diye sordum. Aslında gerçekten burada ne aradığını merak ediyordum.
''Yürüyüş yapmak istedim prensim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince of Goryeo ❧ V
Fanfiction''Veliaht prens ile evlenmek istiyor musun gerçekten?'' Bana sorulan soru üzerine herkesin bakışları bana kaymıştı. Nedense bütün benliğim bu soruya evet demem gerektiğini söylüyordu. Belki de çok büyük bir yanlış yapacaktım ama bundan kesinlikle ha...