(Danbi)
(1 ay sonra)
Uzun masaya sıralanan çeşit çeşit tatlılardan birini ağzıma attığımda damağımda yayılan lezzete karşılık kocaman gülümsedim. Sanırım masadakilerin hepsini tek başıma bile yiyebilirdim.
''Biraz ağrım var.''
Bong Cha'nın halsiz gelen sesini duyduğumda masadaki tatlılarla ilgilenmeyi bırakıp Bong Cha'ya doğru ilerledim.
Henüz dünyaya gelen minik Ji A'yı kolları arasına almış gülümsüyordu. Her ne kadar yorgun ve bitkin görünse de kucağındaki minik bebeğine olan bakışları aslında ne kadar mutlu olduğunun kanıtıydı.
Abim ikisine birden şefkatle bakarken minik kızını, Bong Cha'nın da yardımıyla kucağına aldı. Her ne kadar doğum erken başlayıp hepimizi strese soksa da Bong Cha ve bebek Ji A'nın sağlıklı olması hepimizi mutlu etmişti.
Abim Ji A'nın minicik yüzüne tüy kadar hafif öpücükler kondurup bana doğru ilerledi.
''Ji A ile tanışmak ister misin?''
Abimin bir küçük kızına bir de bana bakıp gülümseyerek sorduğu soruya karşılık kollarımı minik bebeğe uzattım. Abim dikkatli bir şekilde onu kollarıma bıraktığında bu kadar minik bir şeyin nasıl böylesine güzel göründüğünü sorgulamaya başlamıştım. Gözlerim dolmaya başladığında Taehyung'un yanıma gelip bizi izlediğinin bile farkına varamamıştım.
''Çok güzel.''
Taehyung'un huzur veren sesi kulaklarımı doldurduğunda bakışlarımı Ji A'dan zorlukla alıp Taehyung'a baktım.
''Sen ağlıyor musun?'' diye ilgiyle sorduğunda gözyaşlarımın serbest kaldığının henüz farkına varabilmiştim.
''O kadar güzel ki.. Duygulandım sanırım.''
Saray hekimi bu dönemlerde oldukça hassas olabileceğime dair bir şeyler söylemişti.
''Ben alabilir miyim?''
Taehyung ilgiyle bebeği kucağımdan alırken yüzünde kocaman bir gülümseyiş oluştu. Bakışlarını minik şeyden ayıramıyordu.
''Danbi ben de istiyorum. Çok güzel.''
Kurduğu cümle karşısında gülümseyişime engel olamadım. Daha bu sabah saray hekiminden hamile olduğumu öğrenmiştim fakat bu karışıklıkta henüz Taehyung'a söyleme fırsatım olmamıştı.
Minik bebek Taehyung'un kucağında esnemeye başlayıp, gözlerini kapatmaya yeltendiğinde Taehyung ilerleyerek onu Bong Cha'nın kolları arasına bıraktı. Eğilip Bong Cha'nın yanağına bir öpücük kondurdu.
''Çok güzel bir bebek. Senin küçüklüğüne o kadar benziyor ki...''
Bong Cha'nın yüzünde kocaman bir gülümseyiş oluşmuştu. Söz konusu Bong Cha'nın ve abimin mutluluğu iken kendi hamileliğimden bahsetmek sanırım bencilce olurdu. Bunun için bir süre beklemeli miydim? En azından bu gece Saklı Bahçe'de söyleyebilirdim.
.......
''Yeontan gel buraya!''
Yeontan kaba boşalttığım süte doğru koşarken ne kadar büyüdüğüne dair düşünmeye başladım. Daha dün avuç kadar olan Yeontan şimdi kucağıma sığıyordu.
Elim istemsizce karnıma gittiğinde yüzümde anlamsızca bir gülümseyiş oluştu. Bebeğim de hızla büyüyecek miydi?
Başımı olumsuzca iki yana salladım. Baktığım her şeyde bebek falan görüyor olmalıydım. Sanırım hamilelik bana yaramamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince of Goryeo ❧ V
Fanfiction''Veliaht prens ile evlenmek istiyor musun gerçekten?'' Bana sorulan soru üzerine herkesin bakışları bana kaymıştı. Nedense bütün benliğim bu soruya evet demem gerektiğini söylüyordu. Belki de çok büyük bir yanlış yapacaktım ama bundan kesinlikle ha...