(Taehyung)
Danbi'nin kitap okurken ara ara esnemesi yüzümde kocaman bir gülücük eşliğinde onu dinlememe sebep oluyordu. Ağırlaştığını düşündüğüm göz kapaklarım Danbi'nin masalsı sesiyle kapanmayı yeğlese de onu daha fazla dinlemek istediğimden bunu yerine getirmiyordum.
Beklemediğim bir şekilde bir süre sonra Danbi'nin sesi kesildiğinde kitapla beraber kayan eli de benim elimin yanına düştü. Usulca doğrulduğumda başını yatağın başlığına yaslayıp kapanmakta olan göz kapaklarına direndiğini fark ettim. Uykulu bir halde gözlerini açmaya çalışsa da başaramayan görüntüsü karşısında gülümsedim.
Dizlerimin üzerinde yükselerek ellerimin birini bel oyuntusuna diğerini sırtına yerleştirerek yatakta uzanmasını sağladım.
''Beni odama götür.'' diye mırıldanan Danbi'ye aldırmadan yatağın diğer tarafına geçip Yeontan'ı kucağıma aldım. Danbi ile beraber uyumayı düşündüğümden yatakta ezilmesinden korkuyordum. Kumların üzerine serdiğim minik el örgüsü battaniyeye usulca bırakarak battaniyenin bir kısmıyla da üzerini örttüm.
Yatağa geri döndüğümde Danbi'nin uykuya daldığını fark etmemle birlikte yanına uzandım. Bakışlarım usanmadan izleyeceğim yüzüne kaydığında yanaklarının bir kısmını kapatan saçlarına uzandım ve parmaklarımın arasına aldığım ipeksi saçlarını kulağının arkasına yerleştirdim.
Danbi'yi izlemeye devam ederken yorgunluğumun da benden uzaklaştığını hissedebiliyordum daha saatler öncesinden gözlerim ağırlaşsa da tam da şu anda saatlerce gözümü kırpmadan onu izlemek istiyordum. Uyurken gülümseyen yüzünde belirginleşen elmacık kemiklerine defalarca öpücükler kondurmak istesem de uyanmasını istemediğimden yalnızca izlemekle yetiniyordum.
.....
Ne kadar süredir öylece Danbi'yi izlediğimi bilmesem de gecenin soğuğu Saklı Bahçe'de etkisini göstermeye başladığında üzerimizde yorgan bulunmadığından Danbi'nin sıcaklığıma sığınmak istemesiyle bana sokulup başını göğsüme gömmesi kalp atışlarımın akıl almayacak derecede hızlanmasına sebebiyet vermişti. Beni bu kadar etkilemesini bir kenara bırakıp hasta olabileceği düşüncesiyle odamdan battaniye getirmek için usulca Danbi'den uzaklaşıp yerimden doğruldum.
Odama olabildiğince hızlı adımlarla ulaşıp kalın bir battaniye alarak aynı hızda Saklı Bahçe'ye geri geldiğimde battaniyeyi Danbi'nin üzerine sıkıca örttüm. Üşüdüğünden kasılmış vücudunun biraz olsun gevşediğini hissettiğimde yanındaki yerimi alıp beline sardığım kolumla onu kendime çektim. Başını hemen göğsüme gömüp elini belime sardığında gülümsemeden edememiştim. Saçlarına kondurduğum öpücüklerle birlikte kokusunu da içime çekmekten geri kalmadım ve ilk kez hissettiğim huzuru koklayarak uykuya daldım.
......
Gözlerimi açtığımda kollarımda öpücüklere boğarak uyandırmayı düşündüğüm bir Danbi beklerken Yeontan'ın sevimli suratıyla karşılaştım. Ne ara uyanıp yanımdan gittiğini bilmediğimden yüzümün düşmesine engel olamayıp derin bir iç çektim.
Yeontan'ın minik adımlarıyla koşarak yüzümü yalamaya çalışması karşısında gülümsememe engel olamadım.
''Annen bizi terk etmiş yine yüz vermeyelim ona anlaştık mı?''
Yeontan anlıyormuş gibi pati uzattığında baş ve işaret parmağımla patisinden tutup aşağı yukarı salladım.
Bugün Joseon Handanlığı'na düzenlenecek geziye gideceğimizden bir miktar endişelerim vardı. Bunlardan ilki elbette Danbi'nin benden uzak durmak için elinden geleni yapacak olmasıydı. Her fırsatta dile getirdiği Ok Mi konusunu sorun ettiğini biliyordum ve bunu çözmeden ona aşık olduğumu söylesem de bir etkisinin olmayacağının farkındaydım. İkinci sorunum Joseon veliaht prensinin Danbi'yle daha önce evlenmek istemiş olmasıydı ve bu benim daha önce Jungkook'un Danbi'ye yakınlaşması sırasında hissettiğim kıskançlık duygularıyla birebir benziyordu. Diğer bir sorun ise biz gezideyken Yeontan'ın yalnız kalacak olmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince of Goryeo ❧ V
Fanfiction''Veliaht prens ile evlenmek istiyor musun gerçekten?'' Bana sorulan soru üzerine herkesin bakışları bana kaymıştı. Nedense bütün benliğim bu soruya evet demem gerektiğini söylüyordu. Belki de çok büyük bir yanlış yapacaktım ama bundan kesinlikle ha...