(Jungkook)
Ji Eun'u tanıyalı uzun zaman olmamıştı fakat kalbinin güzelliğinin davranışlarına da yansıdığını düşünüyordum. Ona bakarken kızaran yanakları, gözlerini kaçırması, heyecanlı olduğunu belli eden tavırları bana kesinlikle sahte gelmiyordu. Bu yüzden de Bakan Jung İn vatan haini olsun ya da olmasın Ji Eun'un onlardan biri olduğunu düşünmüyordum.
Ji Eun'u bizi kimsenin göremeyeceği ve duyamayacağı bir köşeye sürüklerken peşimden adımları beni takip ediyordu. Nihayet uygun bir yerde durduğumuzda onu arkamdaki duvara yaslamış omuzlarına ellerimi bastırmıştım. Kırpıştırdığı bakışları eşliğinde şaşkınlıkla bana bakmaya devam ederken fısıltıyı andıran bir tınıyla konuşmaya başladım.
''Ji Eun şu andan itibaren sana anlatacaklarımı çok iyi dinlemeni istiyorum'' diyerek dudaklarımı ıslattığımda bakışları anında dudaklarıma kaymıştı fakat şu an onu öpmem için hiç doğru bir zaman değildi, beni dikkatlice dinlemesi gerekiyordu.
''Ji Eun'' diyerek uyardığımda aldığı sık sık nefesleri düzenlemeye çalışarak bakışlarını nihayet benimkilerle buluşturdu.
''Veliaht prens ve Goryeo Hanedanlığı tahtı tehlikede'' diyerek lafa başladığım sırada Ji Eun kaşlarını çatmış anlatacağım şeylerin önemini kavramaya başlamıştı.
''Sarayda tahtı ele geçirmeye çalıştığını bildiği birkaç kişi var ve bunlardan birisi abin Jung İn.''
Ji Eun'un dudakları şaşkınlıkla aralanırken ani bir tepki vereceği sırada elimi dudaklarına bastırıp susmasını sağladım. Bakışlarındaki endişe ve şaşkınlığı es geçerek devam ettim.
''Her şeyin açığa çıkmasını sağlayacağım fakat seni tehlikeye atamam. Vatan hainleri ve ailelerine ne olduğunu biliyorsun. Benimle buralardan kaçmanı istediğim için buradayım ve senden hemen bir cevap vermeni bekliyorum.''
Ji Eun'un dudaklarından ellerimi usulca çektiğimde gözyaşları damla damla yanaklarından dökülmeye başlamıştı. Bu sertçe yutkunmama sebep olsa da böyle bir haberi ona vermek zorundaydım ve fazla zamanımız kalmamıştı. Fakat uzun süre boyunca olayın şokunu atlamamış, neredeyse dakikalarca ona açıklamalarda bulunmak zorunda kalmıştım. Ji Eun'un anlattığına göre ailesi Ji Eun ve kız kardeşi ile çok ilgilenmeyen bütün sevgisini Lee Jung in için harcayan biriydi fakat vatana ihanet ettikleri konsuunda en ufa bir bilgiye sahip değildi.
''Nasıl böyle bir şey yapar? Neden?''
Ji Eun'un ağlaması şiddetlenirken etrafa bakınarak belinden tutup göğsüme çektim. Bir elim belindeyken diğeriyle saçlarını okşuyordum.
''Küçük kız kardeşim, onun da hiçbir şeyden haberi bile yok ki.''
''Onu koruyabilirim Ji Eun, benimle gelecek misin?''
Ji Eun göğsümden çekilip yalnızca başını usulca salladığında gülümseyerek yanaklarını avuçlarımda hapsettim.
''Kaçmamız için her şeyi hazırladım Ji Eun senden bir şey istemek durumundayım.''
Ji Eun dikkatle beni dinlerken devam ettim.
''Maliyet hesaplarının bulunduğu bir evrak bulmanı istiyorum muhtemelen gizli bir yerde saklıyor olmalı ailen. üzerinde bir tür sembol bulunduran evrak, belge ya da cisimleri gizlice almanı istiyorum. Kendini tehlikeye atmadan halledebilir misin?''
Ji Eun usulca başını salladı ardından kendinden emin bir ifadeyle yapabileceğini söylediğinde endişesinin henüz azalmadığı bakışlarından okunabiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince of Goryeo ❧ V
Fanfiction''Veliaht prens ile evlenmek istiyor musun gerçekten?'' Bana sorulan soru üzerine herkesin bakışları bana kaymıştı. Nedense bütün benliğim bu soruya evet demem gerektiğini söylüyordu. Belki de çok büyük bir yanlış yapacaktım ama bundan kesinlikle ha...
