Bölüm 16

12.2K 1.3K 660
                                    

(Danbi)

Dilek fenerlerinin aydınlattığı gecede, bakışlarım bir süre Taehyung'un dipsiz bakışlarında gezindi. Kalbim bakışlarının bana değdiği andan itibaren bedenimi terk etmeye yemin etmiş gibi göğüs kafesime sürekli bir basınç uyguluyordu.

''Pek bir sessizsiniz prenses.''

Bakışlarını benden çekmeden, bir cevap beklemesinin haksızlık olduğunu düşünerek öncelikle ne söylemem gerektiğine odaklanmaya çalıştım fakat bir türlü başaramıyordum. Zor da olsa bakışlarımı yere indirdim ve alt dudağımı ıslattım. 

''Sadece yorgun hissediyorum.'' dediğimde Taehyung'un bakışlarını üzerimden çektiğini hissetmiştim.

''Bileğiniz nasıl oldu?''

Böyle bir soru sormasını beklemediğimden duraksadım. Benimle ilgili, benim canımı acıtan bir konuyu merak etmesi beni oldukça şaşırtmıştı.

''Dinlenemediğim için sızısı geçmiyor.'' dedim usulca. Sesim çok güçsüz çıkmıştı bunu söylerken, belki de göğsüne yaslanıp dinlenmeyi beklediğimden..

''Düğün töreni için hazırlıklar başlayacaktır, yoğun tempo için sizin de hazır olmanız lazım bir an önce iyileşmeye bakmalısınız.''

Usulca başımı sallayarak onu onayladığımı belli ettiğimde derin bir iç çektim. Yoğun tempoda zorluk çıkaracağımı düşünmesi yerine canımın acımış olmasıyla ilgilenmesini tercih etsem de nasıl olduğumu sormasına bile sevinmiştim. Kalbimin derinliklerinde birisi çığlık çığlığa benimle ilgilenmesini dilerken yalnızca olup bitenden olumlu olanları toplamaya çalışıyordum.

''Veliaht prensim, bir dilek feneri uçuracak olsaydınız ne dilerdiniz?''

Sorduğum soru üzerine yeniden bakışları benimkilerle buluştuğunda bir süre düşündü.

''Dileğimin ne olduğunu bilmek isteyeceğinizi sanmıyorum fakat bunu size uygun bir zamanda söyleyeceğim.''

Aklımı karıştıran bu cümle ile birlikte gözlerimi kısıp Taehyung'un bakışlarına sabitledim.

''Buradan ne anlam çıkarmam gerekir?'' diye sordum. 

''Aceleci olmayın prenses, zamanı geldiğinde zaten öğreneceksiniz.''

Taehyung'un cümlesini bitirmesiyle birlikte karşıdan gelen Bong Cha ve abim sohbetimizin bölünmesine sebep oldu. Aklıma takılan cümlede kendime bir pay çıkarmaya çalışsam da ne olduğunu çözemiyordum. Bana söylemesi gereken fakat bilmek istemeyeceğim ne söyleyebilirdi ki?

......

Bütün gece Taehyung'un bana bakışlarını ve sonrasında söylediklerini düşünüp uyuyamamıştım. Dinlenip güne enerjik başlamam gerekirken ben sürekli halsiz bir şekilde uyanıyordum. Bugün de onlardan birisiydi ve uykusuzluktan bir gün hasta olmaktan korkuyordum.

Usulca yatağımdan kalktığımda bileğimin sızısının da geçtiğini fark etmemle beraber dudaklarıma kocaman bir gülümseyiş yerleştirdim. Bugün Bong Cha'nın düğün töreninde giyeceği hanbok için ipek kumaş getirilecekti. İçlerinden en güzelini Bong Cha için seçmemiz gerekiyordu.

Kısa süren hazırlanma merasimimin sona ermesinin ardından odamdan çıkarak Bong Cha'nın odasına doğru yol almaya başladım. Bu sırada Saklı Bahçe'nin önünden geçtiğimden günlerdir zorunlu olduğu halde veliaht prensin sabah yürüyüşü için beni çağırmamış olması aklıma geldi fakat bileğimin kötü durumda olmasından kaynaklı olduğunu düşünüyordum.

Prince of Goryeo ❧ VHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin