(Taehyung)
Veliaht olmanın üzerimde hissettirdiği ağır baskıdan biraz olsun uzaklaşabilmek istiyordum. Uzun zamandır huzurla geçirebildiğim günlerin sayısı gittikçe azalıyordu. Tahta sahip olmak için yetiştirilmiştim ve bu amaca ulaşabilmek için elimden gelen çabayı harcıyordum. Yine de kendimi yeterli görmem için oldukça erkendi.
''Majesteleri bir yere mi gidiyorsunuz efendim?''
General Kim Seok Jin sarayda en güvendiğim kişiydi aynı zamanda onunla beraber büyüdüğümden beni en iyi tanıyan nadir insanlardan biriydi.
''Saraydan gizlice çıkmama yardım et General!''
''Ama efendim bu nas..''
Seok Jin'e dönerek sözünü kesip onu durdurdum. Bugün ne olursa olsun görmem gereken Ok Mi'yi daha fazla bekletmek istemiyordum. Günlerdir sevdiğim kızı görebilmek adına katlanacaklarıma değeceğini düşünüyordum.
''Yalnızca dediğimi yap General!''
Seok Jin önümde saygıyla eğilip ''Emredersiniz Majesteleri!'' diyerek önden etrafı kolaçan edip benim gizli geçitten geçmemi sağladı. Burası sarayın dışına açılan gizli bir tüneldi. Burayı bilen kişi sayısı bir elin parmağını geçmiyordu. Generale ne kadar güvenmem gerekiyorsa o kadar güveniyordum. Saraydaki bütün askerlerin arasında bu geçiti bilen tek kişi Seok Jin idi.
''Sen dönebilirsin bundan sonrasını tek başıma halledeceğim.''
''Majesteleri, af buyurun ama yalnız başınıza olmanız tehlikeli. En azından uzaktan takipte kalmama izin verin.''
Başımla onu ret ederek olduğu yerde beklemesini söyledim. Seok Jin'i arkamda bırakırken hızlı adımlarla saraydan uzaklaşmaya başladım. Bunu son zamanlarda sıklıkla yapıyordum.
Ok Mi sıradan biriydi ne soylu bir aileye ne de herhangi bir zenginliğe sahip değildi. Onunla halkın içinde bulunmak istediğim bir gösteri esnasında karşılaşmıştım. Bir şeylerden kaçarken çarptığı bedenim karşısında defalarca özür dilemiş koşmaya devam edeceği sırada onu bir köşeye çekip saklanmasına yardım etmiştim. Peşinde ona zarar vermek isteyen insanlardan kaçmak istediğini söylemiş bendeki koruma duygusunu harekete geçirmişti. Belki de ilk kez ailem dışında birini koruma ihtiyacı duymuştum.
Birkaç aydır gizlice görmek istediğim bu kadından fazlasıyla hoşlanıyordum. Veliaht olduğum için evlendirilmek istendiğim bugünlerde aklımda tek bir isim vardı. Ok Mi! Fakat bu oldukça imkansız görünüyordu. Bir veliahtın ya tahtından ya da sevdiği kadından vazgeçmesi gerekiyordu. Yine de Ok Mi'den bir şekilde vazgeçmeyi düşünmüyordum. Sarayın kasvetinden, telaşından, omuzlarıma yüklediği sorumluluktan kaçabildiğim tek yer Ok Mi'nin yanıydı. Bu yüzden benim için değerliydi.
Düşüncelerimi bölen birkaç metre ötemde elleriyle kıyafetinin eteklerini sıkmış ayaklarını yere ritimli bir şekilde vuran Ok Mi'nin uzaktan görünüşü olmuştu. Bu haline gülümserken yanına daha hızlı adımlarla ulaşmaya başladım.
''Ne o sıkıldın herhalde beni beklemekten?''
Beni görünce kaşlarını kaldırıp birkaç adımda yanıma ulaştı. Kollarını boynuma sarmasını beklemediğimden onu nazikçe uzaklaştırdım.
''Etrafımızda insanlar var hakkında kötü konuşmalarını istemeyiz değil mi?''
Utanarak başını eğdiğinde gülümsedim.
''Yalnızca seni özledim.''
Bu kadar açıksözlü olması beni bazen şaşırtıyordu doğrusu. Ok Mi aklına gelen her şeyi rahatlıkla söyleyebilen biriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince of Goryeo ❧ V
Fanfic''Veliaht prens ile evlenmek istiyor musun gerçekten?'' Bana sorulan soru üzerine herkesin bakışları bana kaymıştı. Nedense bütün benliğim bu soruya evet demem gerektiğini söylüyordu. Belki de çok büyük bir yanlış yapacaktım ama bundan kesinlikle ha...