Bölüm 37

12.2K 1.3K 460
                                    

(Taehyung)

Saraya dönmemizin ardından aldığım ilk haberin güzel olması içime su serpmişti, kız kardeşimin bir bebeğinin olacağı haberi benim gibi tüm sarayı neşelendirmişti. Majesteleri Kralın bu haberin ardından beni sıkıştıracağını bilsem de Danbi ile olan ilişkimizin rayında ilerlemesine özen gösterecektim. Yıllardır aradığım kişiyi bulmuşken bir şeylerin oldu bittiye gelmesini istemiyor, her anımızı dolu dolu yaşamak istiyordum.

Son zamanlarda huzurlu ve mutlu hissetmeme sebep olacak gelişmelerin yanı sıra elbette canımı sıkan birçok mesele yüzünden de aynı zamanda tedirginlik yaşıyordum. Danbi her fırsatta Ok Mi ile bir an önce konuşup, saraydan ayrılmasına sebep olmak isterken bir yandan da sarayda beni alt etmek isteyen birilerinin olduğu gerçeği rahat uyku uyumama engel oluyordu. Bir an önce bütün engellerden kurtulup hayatımı düzene sokma ihtiyacı duyuyordum.

''Veliaht prensim atları hazırladık sizi bekliyoruz efendim.''

Generalin sesiyle düşüncelerimden uzaklaşıp olduğum yerden doğrularak aynı çeviklikle kapıya doğru ilerledim. Sungkyunkwan askeri öğrencileri ile bir an önce gelişmeler hakkında olup bitenleri öğrenmek adına görüşmek istiyordum.

.....

Min Yoongi önderliğindeki Sungkyunkwan askerlerinin gizlice çiftçinin arasına sızarak olaylara yakından şahitlik etmek adına kılık değiştirmiş olmaları fikri oldukça hoşuma gitmişti. Zaten yetenekli olduğunu bildiğim bu askerlerin eğitimleri tamamlanır tamamlanmaz sarayda yanıma alacaktım. Son derece sadık bir şekilde plana uygun davranıyor olmaları onları gözümde hem yetenekli hem güvenilir kişiler olma statüsüne uygun hale getiriyordu.

Attan inip etrafıma bakındığımda muhtemelen general ile konuşmak için bekliyor olduğunu düşündüğüm Yong Shin'e gülümseyerek General Seok Jin'e döndüm.

''Gidebilirsin General.''

Ne demek istediğimi anlamış olacak ki yüzüne yerleştirdiği gülümseyiş işe birlikte selam vererek yanımdan uzaklaşırken Saklı Bahçe'de bulunan belgeleri kontrol etmek için adımlarımı hızlandırdım. 

....

Danbi'yi çok özlediğimi fark etsem de öncelikli olarak belgelerin kontrolü ile ilgilenmem gerektiğinden Danbi'nin odasına doğru gitmekte olan nedimeye göz ucuyla bakıp Saklı Bahçe'ye geçtim. Yeontan beni görür görmez üzerime atlayınca onu ne kadar özlemiş olduğumu da henüz fark edebilmiştim. Danbi onu buraya getirdiği ilk gün her fırsatta yaralı bacağı iyileşince gitmesini söylemiş olsam da şimdi onu göndermemekle ne kadar doğru bir karar aldığımı anlayabiliyordum. Yeontan zaman zaman Danbi ile aramdaki bağı güçlendirmiş ikimizin buraya gelmesindeki ortak sebep olmuştu. Bu yüzden bu ufak tüylü şeye bile çok şey borçluydum.

''Annen seni beslemiş bakıyorum da.''

Yerde dolu süt kabına göz gezdirdiğimde bir bu kadarını da içmiş olabileceğini tahmin etmemek zor değildi. Gün geçtikçe büyüyor daha şirin bir şeye dönüşüyordu.

Yeontan'ı kucağımdan indirip belgelere doğru yürüdüğüm esnada Danbi'nin odasına gitmekte olan nedimenin tepsisindeki gümüş kabın kararmış olmasının gözlerimin önünde canlanmasıyla birlikte duraksayıp çatılan kaşlarımla birlikte soluksuz bir şekilde koşmaya başladım. Gördüğüm ilk anda fark etmem gereken bu ayrıntıyı yakalamakta geç kalmamış olmayı dileyerek koştuğum uzun dar koridorda Danbi'nin odasına bir hışımla girdiğimde elindeki gümüş kap da yeri boyladı.

Danbi şaşkınlıkla bakışlarını üzerimde gezdirirken oturduğu yerden kolundan tuttuğum gibi kaldırıp yüzünü avuçlarımın arasına hapsettim. 

Prince of Goryeo ❧ VHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin