(Taehyung)
Bakışlarım kırmızı hanbokuyla odaya giren Danbi'ye takıldığında yüzünde sıcak bir gülümseyiş eşliğinde bana doğru ilerlemeye başladı.
''Prensesim, çok güzelsin.''
Danbi usul adımlarını durdurup tam karşımda durduğunda dikkatle özlediğim yüzünü incelemeye başladım.
Majesteleri Kral ile konuşmamın ardından geçen iki hafta kadar kısa bir sürede hainlerin kim olduğunu ve tahta kimi çıkarmak istediklerini bütün detaylarıyla öğrenmiştim ve bunun üzerine Majesteleri Kral tahttan çekileceğini bildirmişti. Her şey planladığım şekilde ilerlerken yalnızca Danbi'nin zor zamanlarında yanında olamadığıma üzülüyordum ve bugün her şeyin sona ereceği bizim için güzel başlangıçların doğacağı bir gündü.
''Sana son kez prensesim diye hitap ediyorum. Az sonra benim de ülkemin de kraliçesi olacaksın.''
Danbi gülüşünü derinleştirip parmak uçlarında yükselerek yanağıma kısa bir öpücük kondurdu.
Kırmızı rujunun yanağıma bulaşan kısmını da sağ eliyle silmeye çalıştığında ellerimi beline sarıp, onu kendime biraz daha çektim.
''Rujunu bozmak istemiyorum, o yüzden buradan öpeceğim.''
Parmağımla boynundaki minik beni işaret ettiğimde kıkırdadı.
''Tamam, izin vereceğim.''
Eğilip dudaklarımı boynuna bastırıp kokusunu içime çektim. Geri çekildiğimde artık odadan çıkmamızı bildiren sesle birlikte Danbi'nin koluma girmesini sağlayarak adımlarımızı dışarıya yönlendirdim. Az sonra büyük bir tören eşliğinde ülkenin Kral'ı ilan edilecektim.
......
Saygıyla eğilen halkın arasından Danbi ile birlikte tahtta oturan Majesteleri Kral'a doğru ilerlemeye başladık. Bir ara Danbi ile göz göze geldiğimizde ikimiz de gülümsüyorduk.
Halkın iyiliği ve refahı için çalışacağıma dair önce kendime söz vermiştim. Ülkemi ve halkımı bilinçli bir toplum haline getirmekten kaçınmayacaktım. Bilime, sanata , adalete önem veren bir ülke haline gelmek için elimden geleni yapacaktım. Bunun için yetiştirilmiştim.
Majestelerinin önünde saygıyla eğildikten sonra basamakları tek tek çıktığımızda Majesteleri görevinin son saniyeleri içindeydi. Tahtından kalkıp bana doğru ilerlediğinde Jungkook'un annesi olan ana kraliçe de elinde bir taç ile basamakları inip Danbi'nin önünde durdu. Majesteleri ve ana kraliçe taçları aynı anda ikimize takarken halktan ''Majesteleri Kral'ımız çok yaşa'' sesleri yükseliyordu. Göğsümü gururla kabartıp Danbi ile birlikte bize ayrılan tahta yerleştiğimizde herkes saygıyla eğildi.
......
Danbi bizim için ayrılan yeni odamıza yerleşmek için ayrıldığında, Min Yoongi'yi resmi olarak General olarak atama işlerini gerçekleştirdim. General Seok Jin'in dönebileceğine dair hala umut taşıyordum fakat onun yokluğunda arkamı kollayacak güven duyabileceğim insanlar sınırlıydı. General Yoongi de onlardan biriydi.
''General, bana istediğim kişiyi bugün getirin.''
Min Yoongi emirlerime uyacağını bildirerek, yavaşça uzaklaşırken dudaklarım keyifle yukarı kıvrıldı. Asıl her şey şimdi başlıyordu. Sanırım her şeyi açığa dökmeden önce Danbi'nin öpücüklerine ihtiyacım vardı.
Adımlarımı yeni odamıza yönlendirirken yüzümde bir tebessüm oluştu. Ondan uzak kalmaya artık sabrım yoktu.
kapıya kadar ilerlediğimde saygıyla eğilen nedimeleri es geçip usulca içeri girdim. Danbi beni görür görmez ellerini yanaklarına götürüp hızlıca sildiğinde kaşlarım çatıldı. O ağlıyor muydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince of Goryeo ❧ V
Fanfic''Veliaht prens ile evlenmek istiyor musun gerçekten?'' Bana sorulan soru üzerine herkesin bakışları bana kaymıştı. Nedense bütün benliğim bu soruya evet demem gerektiğini söylüyordu. Belki de çok büyük bir yanlış yapacaktım ama bundan kesinlikle ha...