Bölüm 40

12K 1.2K 786
                                    

(Danbi)

Taehyung bakışlarını üzerimde sabitlediğinde çakmağın üzerinde gördüğüm sembolün aynsının bugün bahçede kurtardığım kuşun ayağına takılı olan mektupta da olduğunu fark etmiştim. Aslında mektuba o an bakmak istemiş olsam da kuşun aniden kanatlanıp uçması yüzünden bakamamıştım ve bu yüzden kendime daha sonra kızacaktım.

''Bugün bahçede bir haber kuşuna rastladım. Ağaç dallarından birine ayağına takılı olan mektubun ipi dolanmıştı. Mektubun üzerinde bu sembolü gördüğümden eminim. Onu ipten kurtarır kurtarmaz yükselerek uçtu.''

Taehyung yanıma oturup elimdeki çakmağı almak için uzandığında onu avuçlarının arasına bıraktım bir süre inceledikten sonra yatakta biraz daha bana doğru döndü. Çakmağı bir kenara bırakırken ellerimi avuçlarına hapsetmeyi de ihmal etmemişti.

''Kuşun ne tarafa doğru uçtuğunu hatırlıyor musun en azından şüpheliyi arayacağımız yer kısıtlanır.''

Terededdüt etmeden ''Bakanlıkların olduğu yere doğru uçtuğunu hatırlıyorum en son.'' diye cevapladığımda Taehyung başını olumluca salladı.

''Bu sembolün geçmişte herhangi bir olayda kullanılıp kullanılmadığını araştıracağım. Bana düzenlenen komplonun geçmişe dayanan bir sebebi olabilir. Üstelik bu tarz bir sembolü birkaç kişinin arasında kullandığı bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bir gruba ait olmalı.''

Taehyung'un söylediklerine harfi harfine katılıyordum. İçeriden bu tuzağı destekleyenler olduğu gibi dışarıdan da işlerini yürüten adamları olmalıydı mutlaka. Birkaç kişinin cesaret edip yapabileceği şeyler değildi bunlar. Belki de büyük bir düşman grubuyla karşı karşıya olabilirdik.

Derin bir nefes alıp düşünceli halimden sıyrılmak isteyerek bakışlarımı Taehyung'un kaygılı bakışlarına düşürdüm. Sanırım benim ona her şeyin düzeleceğine dair cesaret vermem gerekiyordu bu yüzden kendimi toparlayarak gülümsemeye çalıştım.

''Taehyung-ahh hiçbir şey için endişelenmeni istemiyorum. Sana güvendiğimi biliyorsun değil mi?'' 

Ellerim avuçlarındayken bir yandan da destek olurcasına onun sıcak ellerini sıkıyordum.

''Danbi, bu durumu ne olursa olsun çözeceğimden eminim fakat sevdiklerime bir zarar gelir korkusuyla bazen nefes alamıyorum.''

Taehyung'un içten itirafı üzerine aramızda hiç mesafe kalmayacak şekilde yatakta yanına oturdum. Kollarımı boynuna sardığım andan itibaren ellerini sırtımda sabitleyen Taehyung'a bir yandan da güven verircesine fısıldadım.

''Kimse zarar görmeyecek, her şey çok güzel olacak.''

......

İyice serinleyen havanın etkisiyle yattığımız yatakta Taehyung'un göğsüne iyice sokulmuş kollarının beni güvenle sarmasına izin vermiştim. Hissettiğim huzurla gözlerimi aralarken başımı usulca yaslandığım yerden kaldırarak Taehyung'un uyurken eşsiz görünen yüzüne çevirdim.

Taehyung'un belimdeki ellerini gevşetmesini sağlayacak şekilde geri çekildiğimde yastıkta biraz yükselerek yüzünü rahatça izleyebileceğim bir konumda durdum.

Yüzüme yerleştirdiğim gülümseyişle birlikte hızla çarpan kalbim eşliğinde yüzünü incelemeye koyulmuştum. Onu izlerken bile kalbimin böyle tepkiler vermesine alışabilmiş değildim.

İşaret parmağımı burnunun ucundaki minik ben üzerinde hafifçe gezdirdiğimde yerinde bir  miktar kıpırdanan Taehyung'a aldırmadan bu sefer elimi yanağına kondurdum. Baş parmağımı yanağında hareket ettirirken değişen sevimli yüz ifadesinin yerini kaşları çatık bir Taehyung almıştı. Ama hayır ona dokunmak istiyordum ve bunu yapmamam için hiçbir sebep yoktu.

Prince of Goryeo ❧ VHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin