Bölüm 31

13.2K 1.4K 643
                                    

(Danbi)

Taehyung ile Bong Cha ve abimin odasında kilitli bulunuyorduk. Olası bir kavga söz konusuyken aniden ortaya çıkan Bong Cha apar topar bizi buraya getirmiş ardından kapısını üzerimize kilitleyip gitmişti. Daha önce bunu dile getirmiş olsa da asla böyle bir şey yapmayacağını düşünmüştüm fakat şimdi Bong Cha'dan her şey beklenebileceğini daha iyi anlıyordum.Taehyung derin bir nefes alıp oturduğunda benimle göz göze gelmemek için dışarıya odaklanmıştı. Jungkook'un bana sarıldığı anda soluğu yanımızda alsa da bir kez olsun yüzüme bakmamıştı. Sık sık alıp verdiği nefesler sayesinde sinirli olduğunu anlamamak zor değildi üstelik yumruk şeklindeki elini henüz serbest bırakmıştı.

Bana sarılanın Jungkook olmasına rağmen kendimi bir miktar suçlu hissedip açıklama yapma gereği duysam da Ok Mi'nin yanında olduğu gerçeği beni buna mecbur olmadığımı düşündürüyordu.

Cam kenarından dışarıya bakan Taehyung'un yanına oturup oturmamak konusunda çelişki yaşasam da kısa sürenin ardından usulca ürkek adımlarla yaklaşıp yanındaki boşluğa oturdum. Saten giysilerimin sessiz odada çıkardığı seslere rağmen bakışlarını saniyelik olsa da bana yönlendirmemesiyle henüz konuşmamam gerektiğinin farkına varmıştım. Derin düşüncelerde olduğunu fark ettiğim Taehyung'a arada bir baksam da bir türlü ne söylemem gerektiğini bilmediğimden tek kelime edemiyordum

.....

Aradan geçen zamana rağmen bakışlarımı ellerime düşürmüş ilk Taehyung'un bir şey söylemesini bekliyordum. Nihayet dikkatini bana yöneltip bakışlarını üzerimde hissettiğimde ise ona bakmayan ben oldum.

"Bana bir açıklama yapmayacak mısın Danbi?"

Ses tonundaki bıkkınlık ve beklenti cevap vermemi zorlaştırsa da hesap vermemi istemesi adil olduğunu hissettirmiyordu.

"Siz Ok Mi ile birlikteyken nasıl bana hesap vermek zorunda değilseniz ben de yaptığım hiç bir şey için hesap vermek zorunda değilim."

Her ne kadar kendimden emin bir şekilde sözcüklerin dudaklarımdan dökülmesini sağlasam da bakışlarım hala ellerimdeydi.

"Pekala burada daha fazla kalmayacağım." diyerek yerinden bir hışımla kalkan Taehyung'un sesi adeta buz gibiydi. Duyduğum hızlı adım seslerine kapının kırılıp düşme sesi de eklendiğinde neredeyse yerimden zıplamama sebep olmuştu. Buradan çıkabilmesi bu kadar kolayken belli ki bir açıklama yapmam için burada sessizce onca zaman boyunca beklemişti. Derin bir nefes alarak oturduğum yerden kalktıgımda ikisinin de zaten darbe almış yüzüne yenilerinin eklenmemesi gerektiğini düşünerek Taehyung ile konuşmaya karar verdim. En azından bunu Jungkook ile yeni bir kavgaya karışmaması adına yapacaktım.

....

Her yerde aramama rağmen Taehyung'u merkezi sarayda bulamayınca bahçeye çıktım. General'in aceleyle yürüdüğünü görünce peşinden koşar adımlarla ona ulaştım.

"General bekleyin!"

Seok Jin'in durmasının ardından adımlarımı biraz olsun yavaşlatıp sonunda ona yetiştim.

"Veliaht prensi gördünüz mü?" diye merakla sormamın ardından hızlıca cevapladı.

"Evet prensesim yanına gidiyorum ben de."

"Ben de sizinle geleceğim öyleyse." dediğimde itiraz edecek gibi olduysa da ona fırsat vermeyip ablamla arasındaki meseleyi açtım.

"Ablam ile oldukça yakın görünüyorsunuz. Altında farklı anlamlar aramalı mıyım?"

Prince of Goryeo ❧ VHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin