(Danbi)
Karşımda benden hoşlandığını söyleyen Prens Jungkook yüzünden dudaklarım şaşkınlıkla aralanmış, tepkisizce bakmaya devam ediyordum. Derin bakışları karşısında ezildiğimi hissettiğimde bakışlarımı yere indirerek sanki gidebileceğim yer kalmış gibi duvara sinmiş benden uzaklaşmasını bekliyordum.
''Veliaht prenses derhal buraya gelin.''
Taehyung'un sinirli sesini işittiğimde benden uzaklaşan Jungkook'tan henüz fırsat bularak hızlı adımlarla bakışlarını üzerimde hissettiğim Taehyung'un yanına geçtim. Ses tonundan oldukça sinirli olduğunu düşündüğümden yüzüne bakmaya cesaret edememiştim.
''Siz önden gidin prenses, size yetişeceğim.''
İtiraz etmek için dudaklarımı aralayıp bakışlarımı Taehyung ile buluşturduğumda kelimeler boğazımda takılı kaldı. Bakışlarında daha önce görmediğim bir sertlik bütün ortama hükmediyor gibiydi.
Veliaht prensin dediğini yapıp ağır adımlarla oradan uzaklaşmaya başladığımda aklım hala Jungkook'un söylediklerinde takılı kalmıştı. Birisini karşılıksız sevmenin, ona sarılıp dokunamamanın ne kadar zor olduğunu bildiğimden onun adına üzülmüştüm. Benimle ilgili herhangi bir duygu beslemenin kendisine vereceği hasardan bir an önce haberinin olmasını istiyordum fakat Jungkook ile tek kelime bile edememiştim.
Adımlarımı olabildiğince yavaşlatarak Taehyung'un bana yetişmesini beklerken aynı zamanda onunla ne konuşmam gerektiğini de bilmiyordum. Sarayda bu olayın duyulmasına karşı tepki gösterdiğinin farkındaydım fakat Jungkook'un böyle bir konuşma yapacağı aklımın ucundan bile geçmediğinden bana suçsuz olduğum halde kızmasından korkuyordum.
Konuşmanın ne kadarına tanık olduğunu bilmediğim veliaht prens eğer en başından beri oradaysa Bong Cha ile neden böyle bir konu hakkında muhabbet ettiğimiz de cevap veremeyeceğim başka bir mesele haline geliyordu. Derin bir nefes alarak birkaç adım daha attığımda veliaht prensin yanımdaki yerini almasıyla birlikte duraksadın ardından adımlarımı ona uydurarak hızlandım.
''Size merkezi saraydan ayrılmamanızı emretmiştim prenses.''
Sert bir tavırla söylediklerine karşılık ilk olarak yutkundum. Cümlemi toparlayarak kısık sesle cevap verdim.
''Hayatımı kurtaran Prens Jungkook'a bir teşekkür borcumun olduğunu düşünerek çıkmıştım sadece.''
''Bir daha tekrarlanmasın prenses, sizi bir daha uyarmayacağım.''
Taehyung yanımdan hızlı adımlarla uzaklaşırken dudaklarımı büzüp ardından usulca yürümeye devam ettim. Merkezi saraya giriş yapabildiğimde veliaht prens çoktan koridorun sonundan odasına doğru dönmüş ve ben arkasından bakakalmıştım.
.....
Bong Cha'nın hazırlıklar yüzünden oldukça heyecanlı ve telaşlı olduğunu bildiğimden odama geçmeden önce son kez Bong Cha'yı görmeye gitmiştim. Sürekli kalbinin yerinden çıkacakmış gibi çarpmasından şikayet eden ve yerinde duramayan Bong Cha'yı izlerken de keyfim yerine gelmişti.
Bir türlü heyecanından bana fırsat gelmediğinden Jungkook mevzusunu nasıl anlatacağımı düşünüyor tam cesaretlenmişken, Bong Cha bir şeyleri kendine hatırlatıp konuşmama engel oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince of Goryeo ❧ V
Fanfic''Veliaht prens ile evlenmek istiyor musun gerçekten?'' Bana sorulan soru üzerine herkesin bakışları bana kaymıştı. Nedense bütün benliğim bu soruya evet demem gerektiğini söylüyordu. Belki de çok büyük bir yanlış yapacaktım ama bundan kesinlikle ha...