(Danbi)
Taehyung'un desteği ile birlikte attan indiğimde gördüğüm manzaranın güzelliği karşısında derin bir nefes aldım. Ormanın süslediği yemyeşil çam ağaçlarının gölgesi göl üzerine yansıyordu gece olduğundan çok aydınlık olmasa da göl kıyısında bulunan fenerler burayı aydınlatıyordu ve gölün kıyısında küçük bir ev vardı.
''Taehyung burası çok güzel.''
Sesimdeki hayranlık burayı ne kadar çok beğendiğimin bir kanıtıydı.
''Öyleyse bir öpücüğü hak etmedim mi?''
Eğilerek işaret parmağını yanağına bastıran Taehyung'a birkaç adım yaklaşıp yanağına uzun sayılan bir öpücük kondurdum.
Taehyung ise elimden tutup beni gölün hemen kıyısında duran sandala binmem için yönlendirdi. Dikkatli adımlar eşliğinde sandala binmemin üzerine ise atın üzerine kalan yün battaniyeyi boynumu kapatacak şekilde sırtımdan geçirdi.
Kürekleri eline alıp hareket etmemizi sağladığında soğuk havada üşüyeceğini düşündüğümden endişeyle iç geçirdim.
''Taehyung, sen üşümüyor musun?''
Taehyung olumsuzca başını salladı.
''Varlığın beni ısıtmaya yetiyor.''
Ahh cidden! Bu kadar tatlı olmak zorunda mıydı?
''Yanına gelsem olur mu? Bununla, beraber ısınırız.''
Battaniyenin uçlarından tutarak söylediklerime karşı Taehyung sırıtmaya başladı.
''Ağırlık tek tarafta toplanırsa bir an önce gidebilmemiz zorlaşır.''
Bir şeyler söyleyeceğim sırada Taehyung beni susturdu.
''Sadece seni izlememe izin verir misin artık Danbi?''
Sessizce başımı sallayıp Taehyung'a odaklandım. Kürek çekerken ısınıyor olmalıydı çünkü bu soğukta titrememesi imkansızdı. Ben bile üzerimdeki battaniyeye rağmen soğuğu hissedebiliyordum.
Bir süre sonra aklımdaki endişeleri bırakıp Taehyung'un yaptığı gibi ben de onu izlemeye koyuldum. Yaptığı her şey ona çok yakışıyordu. Bir insanın kürek çekerken bile seksi görünmesi normal miydi? Bakışları sert duruşunun aksine yumuşacıktı. Soğuk havaya rağmen bakışları kalbimi ısıtıyordu. Öylesine derin öylesine güzel bakıyordu ki hareleri, kalp atışlarımın hızlanmasına engel olamıyordum. Ay ışığı çehresini aydınlatıyor, mükemmel yüz hatları bakışlarımın manzarası haline geliyordu. Önceki hayatımda ülke için çok büyük fedakarlıklar yapıp, Taehyung'un hayatıma bahşedilmiş bir armağan olduğunu düşünüyordum. Hayranlıkla onu izlerken, onun da bakışları bir an olsun benden ayrılmıyordu ve gülümseyişi, dudaklarının yukarı kıvrılışı aklımı başımdan almış olmalıydı. Çünkü ben ilk kez geldiğim eşsiz bir manzaraya karşılık Taehyung'u izlemekle meşguldüm. Benim için dünyanın en güzel manzarası tam karşımda duruyor ve bana gülümsüyordu.
......
Kısa süren sandal yolculuğumuzun sonuna geldiğimizde Taehyung ayağa kalkmama yardım ederek elimden tutup beni yönlendirdi. Yerler kırağı yüzünden bir miktar kayıyordu ve ben çarıklarımla biraz zor yürüyordum.
Taehyung'un peşinden ahşaptan yapılma eve adımlarımı yönlendirirken sordum.
''Buraya daha önce gelmiş miydin?''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince of Goryeo ❧ V
Fanfiction''Veliaht prens ile evlenmek istiyor musun gerçekten?'' Bana sorulan soru üzerine herkesin bakışları bana kaymıştı. Nedense bütün benliğim bu soruya evet demem gerektiğini söylüyordu. Belki de çok büyük bir yanlış yapacaktım ama bundan kesinlikle ha...