Bölüm 8

14.2K 1.4K 426
                                    

(Bong Cha)

Bu zamana kadar gerek bakanların kızları gerekse sarayı ziyarete gelen prenseslerle tanıştırılmış fakat hiçbir yaşıtımın benimle aynı düşünceleri paylaşmadığına tanık olduğumdan hiçbiriyle samimiyet kuramamıştım.

Etrafımdaki herkesin sürekli bir prensese yakışmayan davranışlar sergilememi söylemesi insanlara karşı temkinli yaklaşmama sebep olmuştu.

Bugün yine abimin eşi, veliaht prensesimiz ile tanışmak için odamdan ayrıldığımda tedirgin olmuş, bana nasıl bir tavırda bulunacağı konusunda endişeye kapılmıştım. Fakat benimle yıllardır konuşuyormuşçasına sergilediği içtenliği karşısında şaşkınlığa uğramış, devamında ise ilk kez kendime yakın bulduğum biriyle tanışıyor olmanın sevincine kapılmıştım.

Danbi ile içten sohbetimizin ardından ona içimi açma gereği duymuş ve onun da teşviki üzerine Park Jimin'den bahsetmiştim. Jimin'in kız kardeşine duygularımdan bahsediyor olmak biraz beni tedirgin etse de Danbi'nin tepkileri sayesinde ona olan biten her şeyi dikkatle anlatmıştım o ise yüzünden hiç eksik etmediği tebessümü eşliğinde beni dinlemiş ve sonunda görüşmemiz için yardım edebileceğinden bahsetmiş ardından aklına gelen bir planı bütün detaylarıyla dakikalar içerisinde ortaya koymuştu. Sarayda daha önce benim dışımda ilginç planlar düzenleyip uygulayan birisi olmadığından Danbi'nin artık ruh ikizim falan olduğunu düşünmeye başlamıştım.

.....

Saklı bahçeye kimsenin giremeyecek olması gibi bir kural bulunsa da Danbi, sabah abimle olan yürüyüşünün üzerine buraya uğramayacağı garantisini verdiğinden en güvenli yer olduğu kanısına vararak Jimin ile burada buluşmam gerektiği ile ilgili bir plan yapmıştı. Saklı bahçenin kapısı veliaht prensesin odasının bulunduğu koridora açıldığından Jimin'e not bırakan Danbi odasında onu beklediğine dair birkaç şey yazıp nedimelerinden birine teslim etmişti. Şimdi planın işleyebilmesi için yalnızca Jimin'in buraya gelmesi gerekiyordu.

Saklı bahçenin koridora açılan minik paravanını az aşağıya doğru iterek üzerine çıktığım tabureden Jimin'in koridora girmesini beklerken biraz ötede beliren meleksi yüzü kalp atışlarımın hızlanmasına sebep oldu. Ne kadar uzun zamandır onu görmediğimi de hesaba katarsak bu heyecan kalbim açısından pek sağlıklı görünmüyordu.

Hemen taburenin üzerinden inerek kapıyı hafif araladığımda Jimin'in kapının yakınlarından geçmesini fırsat bilerek bileğinden tutup içeri girmesini sağladım.

Hiç hesaba katmadığım bir şekilde Jimin bunu tehdit olarak algılayıp kıvrak bir şekilde tek elini ağzıma kapatarak beni duvara sertçe yasladığında aramızdaki mesafe yok denecek kadardı. Zaten heyecandan çarpıntılarını kontrol edemediğim kalbim bu sefer göğüs kafesime dar geliyor gibiydi.

Jimin'in bakışları saniyeler içinde benimkileri bulduğunda aslında şu birkaç saniyenin ne kadar da sonsuz gibi geldiğini fark etmiştim. Jimin ise şaşkınlıkla ''Bong Cha?'' diyerek adımın dudaklarından dökülmesine izin vermesinin ardından elini kavradığı çenemden çekerek benden en fazla iki adım geriye gitti.

''Prensesim sizin ne işiniz var burda?''

Sesi sorgulamanın hiçbir tınısını içermezken daha çok merak eder gibiydi. Bakışları ise yüzümün her bir köşesinde dolaşıyor ve bu da beni özlediğine dair ümitlenmeme sebep oluyordu.

Cevap vermeyi unutup bakışlarım hala özlediğim yüzünü ezberlemek istercesine detaylarda kaybolmaya devam ediyordu. 

Jimin aniden aklına gelen şeyle birlikte az önce açtığı mesafeyi kapatarak usulca kolumdan tuttu.

Prince of Goryeo ❧ VHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin