Mektuplaşmak... 17.BÖLÜM

6.6K 210 22
                                    

Herkese merhabaaa :D

Evet yeni bölüm ile karşınızdayım. Umarım bu bölümü seversiniz.

Erkenden yazdım bu bölümü sizler için. :D

Yeni bölüm de çok geçmeden gelecektir sanırım.

Lütfen yorum yapıp, oy vermeyi unutmayın. :D

Hepinizi çok ama çok seviyorum.

17.BÖLÜM

Stefan bana, Niklaus ile gideceğini söylediğinde ilk başta ne diyeceğimi bilemedim. Onun burada kalmasını istiyordum ama bunu ona söylemenin bencillik olduğunu bildiğimden tek söyleyebildiğim ‘Seni özleyeceğim.’ olmuştu.

Şimdi ise o arabaya binmek için son hazırlıklarını yapıyorken tek söyleyebildiğim ‘Kendine iyi bak’ idi.

Alnıma hafif bir öpücük kondurdu ve bana sarıldı. Bende ellerimi beline sardım ve yanaklarına öpücükler kondurdum.

‘Asıl sen kendine iyi bak.’dedi, kolları beni daha da sararken.

Kendimi onun kollarından sıyırdım ve bilmiş bir şekilde ona baktım.

‘Savaş hazırlığına giden ben değilim.’ Dedim, sağ kolumu yengemin koluna dolarken. Kat’den ufak bir kahkaha yükselirken ağabeyimin de ona katıldı.

Sonra elleri burnumu sıkarken sahte bir öfkeyle ‘Başını durmadan derde sokan da ben değilim.’dedi.

Gerçekten mi?

Tamam bela çeken bir yanım olduğu doğruydu ama uzun zamandır başıma kötü bir şey gelmemişti. Başıma açtığım en son derttin sonunda kendimi prensin kollarında bulmuştum. Ayrıca o olayın başıma gelme sebebi de prensesten başka kimse değildi.

‘Öyle bir şey yapmıyorum.’dedim ciddi bir ses tonuyla.

Stefan ‘Tabi, tabi’ diyerek tekrardan burnumu sıktı ve Kat ve bana son bir öpücük vererek Henry’e yöneldi.

Henry’i kucağına alıp döndürürken ikisinden gelen gülme sesleri bana sanki evdeymişiz hissini verdi. Mutlulukla iç çektim.

Stefan Henry’nin kulağına bir şeyler fısıldadı. Ve sonra ‘Anlaştık mı minik aslan?’diye sordu. Henry kafasını olumlu anlamda sallarken ağabeyimin ne söylediğini merak etmiştim.

‘Annenin ve halanın sözünden çıkma.’dedi,  elleri Henry’nin saçlarında gezerken.

‘Eğer döndüğün zaman meydan okumamı kabul edeceğine sair söz verirsen.’dedi Henry oldukça kararlı bir ses tonuyla.

Henry’nin pes etmeyen bakışlarını gördüğünde ‘Aynı babanın oğlusun değil mi?’diye laf attı Stefan.

ise ‘Damon’da ondan yapmasını istediğim her şey için bir karşılık bekler.’dedi ve elleriyle yüzünü kapattı. Sonra sanki pes eder gibi ‘Tamam, tamam kabul ediyorum.’dedi.

Henry sevinçle kucağına atladı, ikisinin kucaklaşması bittiğinde yeğenim Elijah’a dönerek konuşmaya başladı.

‘Amcamı yenmek için antremanlara hemen başlamamız gerekebilir.’

Elijah başıyla onaylarken, Niklaus ağabeyine doğru döndü ve ‘Diplomasi veya ahlaki kurallar ile düelloların kazanıldığını bilmiyordum.’dedi.

Uzun Zaman ÖnceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin