Aşkın Farklı Bir Yönü... 32.BÖLÜM

4.6K 149 31
                                    

32.BÖLÜM

Niklaus balo için kapımı çaldığında kendimi onun kollarına atmamak için zor tutmuştum. Kapıdaydı ve bana ışıldayan gülümsemesiyle bakıyordu. Sırıtarak koluna girdim. Onun da benim gibi mutlu olduğunu görmek paha biçilmezdi.

Sanırım o da beni seviyordu. Gerçekten, o da beni seviyordu.

Babam ve annem balo salonuna girdiğinde, babam beni sıkıca sardı. ‘Benim küçük meleğim diyerek.’ Ayrıca yarın tüm gününü bana ayıracağına dair ondan bir söz bile aldım. Annem bana bir iki uyarıda bulunarak salonu terk ettiklerinde, sevdiğim adama döndü bakışlarım.

Tüm balo boyunca beni yanından ayırmamıştı. Hatta düğün tarihimizi duyururken bile. Klaus konuştuğum her kişiyi önce süzüyor, sonra kim olduğundan bahsediyor en sonra ona karşı kullanacağım tavır hakkında bilgi veriyordu.

Kıskanıyorum diye açıklıyordu her şeyi. Ama onun beni kıskanması saçmaydı. Onu asıl kıskanan bendim, her ne kadar bunu ona açıklayamasam da.

Onun bu hali beni gülümsetse de Kol’un bizimle dalga geçmesini önleyememiştik. ‘Caroline’ın kaçırılacağından korkuyor olmalısın Niklaus. Baksana, yanından bir saniye olsun ayrılmıyorsun, sevgili ağabeyciğim.’ demişti birlikte yalnız başına konuşmaya zaman bulduğumuz ilk anda. Mutsuz görünüyordu birazcık, nedeninin kızından ayrı olmasını olduğuna kanaat getirdim. Gerçekten onun için zor olmalıydı. Esther’i düşündükçe gülesim geliyordu. Özellikle o tatlı yanaklarını.

Kol şakacı biriydi ve ben onun bu şakalarına alışalı yıllar olmuştu. Ama Niklaus ömrünün çoğunu onunla geçirmiş olmasına rağmen onun bu tür konuşmasına hala çok sinirleniyordu. ‘Kapa çeneni Kol. Karına ve çocuğuna olan özlemini bizimle alay ederek kapatamazsın.’ Klaus insanların zayıf noktalarını her zaman görürdü. Onu tanıdığım süre boyunca bunu keşfetmem uzun sürmemişti. Acaba benim zayıf noktalarımdan birinin kendisi olduğundan haberi olabilir miydi, çok merak ettim.

Karın ve çocuğun lafını duyunca, Kol’un gözleri parıldamıştı. ‘Yarın Esther’i düğün için getirmeye gidiyorum.’dedi gülerek, Esther’in adını söylerken sesi anlamlandıramadığım bir ses tonunda çıkmıştı. Kol’un her zaman iyi bir baba olacağını düşünmüştüm ama bu kadarını ben bile beklemiyordum. Bu iyiydi, çünkü Marie ve Esther bunu hak ediyorlardı.

‘Marie ne olacak?’diye sordum. Katherine ile hala oldukça sık mektuplaştıklarını biliyordum. Ayrıca onun gelmesini de oldukça istiyordum.

‘Dragon hala cephede…  Uzun zamanda orada olacak gibi görünüyor. Marie’nin orada kalıp, kaleyi idare etmesi gerekebilir.’diye açıkladı Kol bana durumu.

‘Umarım gelebilir.’dedim gülerek. ‘Esther’i geçen sefer gördüğümde, ağzından adından başka sözcük çıkmıyordu Kol.’

Kol kibirli bir ses tonuyla konuştu. ‘Ah evet, beni oldukça seviyor. Ama itiraf edelim, kim sevmiyor ki?’

‘Sana birkaç seçenek sunabilirim. Çünkü tanıdığım birkaç kişi var.’dedi Niklaus, bir elini Kol’un omzuna koyarken. Alaycıydı.

‘Diyene bir bakın. Senin düşmanların kadar olmadığına emin olabilirsin.’ Niklaus Kol’un sinirlenmesinden biraz hoşlanmış görünüyordu. Erkek kardeşlerin böyle anlaştığını öğreneli yıllar olmuştu.

Gecenin geri kalan kısmı oldukça sıradandı. Prens, Kol ve Stefan’dan başka kimseyle dans etmeme izin vermemişti. Daha dans teklifi edenlere öyle sert bakıyordu ki bu benim bile tüylerimi ürpertiyordu. Nişanlık ve yakın zamanda kocam olacak bu adamın ürkütücü bir yanının olduğunu itiraf etmeliydim.

Uzun Zaman ÖnceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin