En Güzel... 8. BÖLÜM

8.3K 238 15
                                    

8. BÖLÜM

Caroline için, bu hayatında yaşadığı en güzel doğum günüydü, şüphesiz. Hatta hayatında yaşadığı en güzel gün bile olabilirdi. Sabahki kahvaltıdan sonra Kol onlara eşlik etmiş ve hep birlikte, bahçenin kraliyet ailesine özel yerinde piknik yapmışlardı.

O kadar gülüp eğlenmişlerdi ki, kızların yüzleri ağrımaya başlamıştı.

Rebekah bu duruma şaşırıyordu. Daha bir hafta önce bu sarayda ruhsuz bir şekilde otururken, şimdi kahkahaları bahçeleri aşıyordu. Bunların hepsi Caroline’nın etkisiydi. Bundan sonra hayatlarının hep böyle olacağını düşünüyordu Rebekah. Caroline ve abisi evlenince, bu kalede hep birlikte yaşayacaklardı. Belki ileride Stefan’da onlara katılırdı.

Stefan ile evlenmelerinin zor olduğunu biliyordu, ama yüreğinin bir tarafı bu aşkın her şeyi çözebileceğini söylüyordu. Elijah ve Finn’i kendisi ikna edebilirdi. Kol’un ise her şeyden haberi olduğu-zaten ne zaman yoktu ki ortadaydı -. Şu an en büyük sorunları Niklaus’tu. Abisinin bu ilişkiyi onaylamayacağı kesindi. Gerçi hayatı boyunca olabilecek her hangi başka bir ilişkiyi de onaylayacağı şüpheliydi. Bu noktada Caroline’a ihtiyacı olacaktı. O gün geldiği zaman, ağabeyini sadece onun ikna edeceğine emindi.

Rebekah bu düşüncelere dalmışken, dizine yatan Caroline’a bakıp gülümsedi.

Kol’u gözleri aradı ama hiçbir yerde bulamadı. Bunu anlayan Caroline, kıkırdamaya başladı.

-‘Birkaç dakika önce iznimizi isteyerek kalktı. Hatta sende kafan ile onay verdin Rebekah. Sen iyi misin? ’

Rebekah ona baktı. Gerçekten bunlar mı olmuştu, hayal kurunca böyle oluyordu işte. Tüm dünya siliniyordu gözünde.

-‘Ah tatlım ben iyiyim. Hadi gidip, akşamki doğum günün için hazırlanalım. Oradaki en güzel kızlar biz olmalıyız.’

Ayağa kalkan Rebekah, arkadaşını tutup onun da kalkmasına yardım etti.

İki kız kol kola verip, oradan ayrıldılar.  İkisi birlikte Rebekah’nın suitine girdiler. Caroline, hizmetçilerinden odasında bulunan özel elbiselerini getirmesini isteyince, prenses itiraz etmişti ama arkadaşına söz geçirememişti ne yazık ki…

Caroline’nın elbiseleri geldiğinde hepsini, Rebekah’nın yatağına bıraktılar. Rebekah da kendi dolabına ilerleyerek, en güzel elbiselerinden bazılarını çıkardı. Bunlar daha önce giymediği, bu geceye uygun giysilerdi.

İki kız birbirlerine birer birer kıyafet gösterip, yorum yapıyordu.

Caroline’ın gözü yatakta duran, yeşil elbiseye takıldı. Tabi ya bu elbiseyi nasıl unutabilmişti? Elbiseye bakıp, iç çekti. Rebekah kesinlikle buna bayılacaktı.

Elbiseyi çekip, yataktaki elbiselere bakan Rebekah’a gösterdi.

-‘Bunu Stefan geçen seneki Fransa ziyaretinde, Versay sarayının en meşhur terzisine yaptırmıştı. Sence de mükemmel değil mi?’

Rebekah evet anlamında başını salladı. Gerçekten de güzel bir elbiseydi ve gece tüm kalede parlayacağını biliyordu.

Caroline, kendisine elbise bulmanın sevincini yaşarken, gözleri bordo renkli elbiseye takıldı. Gerçekten güzel duruyordu.

Ellerine alarak, inceledi. Güzelden öte harikaydı.

-‘Tanrım! Bekah kesinlikle bunu giymelisin. Sana ne kadar yakışacağını tahmin edebiliyorum.’

Rebekah, elbiseyi gördüğünde daha önce nasıl aklıma gelmedi diye düşündü. Elbiseyi eline aldı ve bunu giymeye karar verdi.

Caroline eline elbisesini alarak odadan çıktı ve kendi odasına geçti. Kendi hizmetçileri de kalan elbiseleri alıp onun arkasında ilerlediler. Kadınlar suyu hazırlarken Caroline, yeni yakılmış olan şöminenin önündeki koltuğa gömüldü.   

Uzun Zaman ÖnceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin