lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, bu sadece bir saniyenizi alıyor :D
48.BÖLÜM
İki kardeş yine karşı karşıya gelmişlerdi ve biri ötekine öfke kusuyordu. ‘Elijah, eğer oğluna kızımdan uzak durması gerektiğini sen anlatmazsan ben anlatacağım.’
Elijah başını masasındaki kağıtlardan kaldırmadan konuştu. ‘Kol hala odama böyle dalmanı uygun bulmuyorum!’ Sesi sakin ama uyarı doluydu.
‘Sen söylediklerimi dinlemiyor musun? Yoksa beni delirtmeye mi çalışıyorsun?’
Elijah, Kol’un sözlerinden sonra eliyle yüzünü ovuşturdu.‘Hayır sadece bu konuda daha önceden pratiğim vardı. Charles ve Esther’i öğrendikten sonra odama gelip bana hesap soracağını biliyordum.’ Yorgun hissediyordu, kendini biraz daha çıkmazda hissediyordu. Ve bunları hepsinin getirisi sadece baş ağrılarıydı.
Kol bu sözlerden sonra daha da kızdığını hissetti. Öyle ki yüzü öfkeden kırmızı kesilmişti. ‘Esther ve Charles deme. Bu sinirlerimi bozuyor! Kızımı ağzında dahi alma!’
Elijah derin bir nefes aldı. Bundan sonra konuşacakları her şeyde ölçülü konuşmalıydı. Kaynamak üzere olan bir yanardağı patlatmak istemiyordu ama kardeşinin kelime seçimi konusunda uyarması gerekiyordu ve bunu yaptı. Kol’u daha da öfkelendireceğini bildiği halde, aklından geçenleri ona söyledi. ‘Hayatım boyunca sakin olmanı söylemekten bıktım Kol. Artık genç bir çocuk değilsin lütfen sözlerine dikkat et.’
‘Elijah burada sinirli olması gereken kişinin ben olduğumun farkındasın değil mi? Aptal oğlun benim kızıma tutulmuş. Benim kızıma!’ Ses tonu giderek yükselmişti. Odada bulunan her şeyi parçalamak istiyordu ama bunun bir yararı olmayacağının farkındaydı.
‘Benden ne yapmamı istiyorsun, onları cezalandırmamı mı? Charles’ı sürgün etmemi mi? Yoksa Esther’i hiç tanımadığı biriyle evlendirmemi mi? Senin önerilerini bekliyorum!’
‘Tanrım şunu söylemeyi kes, ne yapacağımı bilmiyorum tamam mı? Eğer olsaydı sana geleceğimi mi zannediyorsun?’ Kol başını ellerinin arasına alarak. Elijah onun gerçekten ne hissetmesi gerektiğini bilmediğini fark etti. O da aynı durumdaydı.
‘Biliyordun ve bana söylemedin. Hiçbiriniz söylemediniz?’ İçini ihanet hissi sarmıştı. O biliyordu, öz ağabeyi biliyordu. Marie’de biliyordu ama sevgili karısı ondan saklamayı uygun görmüştü. Ne adalet ama, Marie ona karşı hep dürüst olmasını isterken arkasından işler çevrilen hep kendisi olmuştu. Onlara bir daha nasıl güvenecekti?
Elijah bunu açıklamaya çalışmadı, sadece kısaca anlattı. ‘Yeni öğrendim, Charles seninle konuşmamam konusunda beni ikna etti.’
‘Ve sende oldun öyle mi?’dedi alaycı bir şekilde.
Charles ve Esther’in öğrendiği ilk zaman ne diyeceğini dahi bilememişti. Charles’ın ona kararlılıkla bakan gözlerini ve ‘Onu seviyorum, onunla evleneceğim baba.’ dediği zamanı hatırlıyordu. Oğluna bunu nasıl yasak edebilirdi? Nasıl kuzenine aşık olmanın onlar için iyi olmadığını görmesini sağlayabilirdi.
Elijah bunu yıllar önce düşünmüştü, Charles’ın birlikte olacağını hayal ettiği kişi ise Beatrice olmuştu. Ama kader onu Niklaus yerine Kol ile karşı karşıya getirmişti. Ve oğlunun arkasında duracaktı. Kol’un çocuklara ve kendisine zarar vermesini engelleyecekti. ‘Bunu kabul etmekten başka çaremiz yok!’
‘Bir yol olmalı…’dedi Kol, mırıldıyla. Hala yerde oturuyordu. Bunun ne kadar uygunsuz olduğu önemli değildi, Esther’i ve Charles’ın birlikte oldukları düşüncesi onu delirtiyordu. Sabah oğlunun dediklerini hatırladı, ‘Beni kovacak mısın, aynı öz kızını kovduğun gibi?’
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzun Zaman Önce
Historical FictionNiklaus Mikaelson kızı sosyeteye takdim balosundan beri aklından çıkaramıyordu. Yıllar önce kardeşi ile oyun oynayan ve Klaus'un sadece kız kardeşinin küçük arkadaşı olarak baktığı bu kız, yıllar sonra bambaşka bir şeye dönüşmüştü. Ve Niklaus onu k...