Uzun Zaman Önce

Elizabeth... 49.BÖLÜM

49.BÖLÜM

Beatrice olaylara anlam veremedi ama büyükannesine karşı çıkmak gibi bir hakkı olmadığını biliyordu bu yüzden seri adımlarla odadan çıkarken, arkasında iki sinirli kadın bıraktı.

‘Susman gereken zamanları bilmiyorsun Campbell!’diye kardeşine çıkıştı Johanna, Campbell’ın ağzından çıkan sözcükler onu zor durumda bırakacak kadar iyi tanıyordu torununu… Beatrice bunu öğrenmeden duramazdı ona bir şekilde anlatmalıydı ama nasıl?

Campbell kendini savunmaya çalıştı. ‘Johanna sakin olur musun? Ben sadece kızın gözünü açmaya çalışıyorum!’

‘Yardımcı olmuyorsun Campbell! Hem de hiç!’dedi bu sefer Margaret. O da Johanna gibi Campbell’ın saçma sözlerine sinirlenmişti. Beatrice’in her şeyi öğrenmesi gerekmiyordu, zaten üstünde yeterince yük vardı daha fazlasını kaldıramazdı.

‘Siz ikinizin de bana yardımcı olduğunuz söylenemez. Tek yaptığınız surlarına çekilip bir şeyler olmasını beklemek, böylesine korkak olduğunuzu asla fark edememiştim.’

‘Bizi küçümseme Campbell!’dedi Margaret iğneleyici bir sesle. ‘Geçmişte yaptıklarımızı yapmaktan asla tereddüt etmeyiz.’

Campbell onun bu sözlerine hafifçe gülümsedi konuştuğunda sesi alay doluydu. ‘Yaşlandığınızı kabul etmelisiniz sevgilim. Eskiden olduğunuz kadar cesur değilsiniz.’

‘Sende değilsin Campbell. Hata yapıyorsun…’ Sözlerindeki ima sonucu Campbell’ın gözleri kapandı, karısı gerçekleri yüzüne vurmaktan zevk alıyordu. Derin bir nefes alarak doğruldu ve pencereye doğru ilerledi. ‘Ben Beatrice için en iyisini istiyorum. Çesareviç İvan’ın Beatrice için elindeki her şeyden vazgeçeceğini bilmesini istiyorum. Babasının ona iyilik değil kötülük yaptığını bilmesini istiyorum, sadece ona da değil Christoph ve Bauer’e de yapıyor. Bu iyi bir şey değil, Beatrice artık evlenme yaşını geçmeye başlıyor eğer İvan onu istemezse başımız büyük derde girer bunu hissediyorum.’

Margaret ufak bir kahkaha attı. Rus çareviçinin Beatrice hakkında söyledikleri geldi aklına… ‘İvan ona deli oluyor, onu istememe gibi bir şansı yok.’

‘Ah sevgili aşkım işte bu konuda yanılıyorsun.’dedi Campbell. ‘Her kadının bir istenme dönemi olur ama bu sadece erkeklerin hevesi kırılana kadardır. İvan’ın Beatrice’den vazgeçmeyeceğine bu kadar emin olmamalısın.’

Johanna tartışan karı kocanın arasına girdi. Bu iş onun sinirini bozmaya başlamıştı. Artık uykularında öldürülen torunlarını görmek istemiyordu. Daha önemli adımlar atmalıydılar, artık zamanı gelmişti. Ve şimdi burada tüm kararları vereceklerdi ama önce Campbell’ın bir şeyleri anlaması gerekiyordu. ‘Beatrice’in yanında sözlerine dikkat et. Onun aklını karıştırmanı istemiyorum.’diye mırıldandı. Beatrice ile evlilik hakkında konuşmadan önce Niklaus’u ikna etmesi gerektiğini biliyordu. En kısa zamanda bunu yapacaktı.

‘Ama yapmaya çalıştığım şey bu. Onun aklını karıştırmak, kız kendi güzelliğinin farkına varmalı, Johanna... Beatrice elmaslar gibi parıldıyor, bunun bize kazandırdıklarını bilemezsin. Daha fazla şans ve güç… Elimizden gelenin en iyisini başarmalıyız. Elizabeth Fransa kralının ilk erkek evladıyla evli. Bunun Charles’a sağladığı imkanları tahmin edebiliyor musun? Bu Fransa ile güçlü bir dostluk demek, İskoçlara karşı yardımlarına ihtiyaç duyabiliriz. Finn bunu işin içine katacaktır. Kral her şeyi düşünür, her türlü imkanı… Elizabeth’in bu kadar güce sahip olması bizim açımızdan iyi değil. Bizi asla savunmaz. Charles’ı destekleyecektir. O zaman Fransa’da onu destekleyecektir, onlar da kraliçelerinin kardeşini tahtda görmek isteyecekler…’