1 AY SONRA…
Arabacı arabayı bir kez daha sarstı. Stefan’dan bir homurtu yükseldi.
-‘Sana Carlos’un arabasına binmeyelim demiştim. Ama bu ailede kimse beni dinlemiyor.’
Araba tekrardan sarsıldı ve Stefan neredeyse düşecek olan Henry’i tuttu. Henry amcasının kucağında ağır bir uykuya dalmıştı. Keşke bende öyle olsaydım. Ayaklarımı kendi koltuğumun boş tarafına uzattım sırtımı yaslayarak gözlerimi kapattım. Araba yolculuklarını oldum olası severim. Ama iş Carlos’un arabası oldu mu uyumak çok zor olurdu.
Carlos bizim çok eskiden beri arabacımızdı, kendimi bildim bileli bizimleydi artık çok yaşlanmıştı, gözleri iyi görmüyordu ve bu yüzden yoldaki çukurların hepsine giriyorduk. Her seferinde araba sanki yıkılacakcasına sallanıyordu. Bu yüzden arabalarla gittiğimiz her yerde kendi aramızda bir yarış içerisindeydik, en son kalanlar Carlos’un arabasına binerdi. Bu yarışı genellikle Stefan ve ben kazanırdık, bu sefer şans bizden yana değildi.
Gözüm kapalı bir şekilde mırıldandım.
-‘Yapacak bir şeyimiz yoktu Stefan, Damon çoktan gidip Estaban’ın arabasına yerleşmişti. Annemgile de siz Carlos ile gidin diyemezdim ya.’
Damon arabalarını öyle çok eşya ile doldurmuştu ki zavallı Henry için yer kalmamıştı o da bizimle aynı eziyeti çekmek zorunda kalmıştı, gerçi o çok mutlu görünüyordu.
Stefan bu sefer Damon’a küfür etmeye başladı. Eğer Damon arabalarını böyle çok doldurmasaydı Stefan ve ben gizlice onlardan önce arabalarındaki eşyaları Carlıs'un arabasına taşıyıp, arabaları değiştirecektik ama o kadar çok eşya vardı ki onlar görmeden eşyaları diğer arabaya taşımamız imkansızdı, bu yüzden vazgeçip kaderimize razı olmuştuk
Yol boyuca tekrar ve tekrar sarsıldık. Her sarsılmada Stefan bir Henry’i tutuyor, uyuduğundan emin oluyor ve Damon’a küfür ediyordu. Araba sarsılmaktan Stefan küfür etmekten vazgeçmiyordu.
Sonunda uyuyamayacağımı anladığımda defterlerimden birini çıkardım ve bir şeyler karalamaya başladım. Yan koltukta yatan yeğenimi çizdiğimi fark ettim. Kendi kendime güldüm. Ama sonra gülümsemem silindi çünkü yeterince iyi değildi.
Stefan elimden defterimi kaptı ve çizdiğim şeye baktı.
-‘Gerçekten güzel. Böyle yeteneklerini boşa harcamamalısın güzel kardeşim. Benim için Rebekah'ı çizmelisin bende ona hediye ederim.’
Ona şaşırarak baktım.
-‘Sen beni ressam sandın sanırım sevgili ağabeyciğim. Ayrıca Rebekah’ı çizsem onu ben hediye ederdim, sana neden vereyim ki!’
Stefan’ın yüzü asıldı.
Aklıma gelen fikirle gülümsedim.
-‘Tabi eğer…’
Asık suratıyla bana baktı.
-‘Eğer ne Caroline?’
-‘Eğer sen Mikaelsonlerda kalmam için annemi ikna etmeme yardımcı olursan işler değişebilir. Çok uğraşmam gerekse bile o resmi sana çizerim.’
Yüzü bir anda değişti. Sanki ondan çok kötü bir şey istiyormuşum gibi baktı.
O sırada arabacı birden durdu. Eyvahlar olsun annem kesinlikle hissetmişti. Bu kadının Tanrı tarafından kutsanmış olma ihtimali vardı. Ne zaman arkasından iş çevirsem yanımda bitiyordu. Şimdi de gelip bu konuşmayı başlamadan bitirecekti hatta bizi eve geri yollayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzun Zaman Önce
Historical FictionNiklaus Mikaelson kızı sosyeteye takdim balosundan beri aklından çıkaramıyordu. Yıllar önce kardeşi ile oyun oynayan ve Klaus'un sadece kız kardeşinin küçük arkadaşı olarak baktığı bu kız, yıllar sonra bambaşka bir şeye dönüşmüştü. Ve Niklaus onu k...